Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

13 Ekim 2007 Cumartesi

Ermeni Oyununa Kayıtsız Kalmayın...


Amaçları, sözde iddialarını tüm dünyaya, tanıtmak, Türkiye'yi bu temelsiz iddiaları tanımak zorunda bırakmak, sözde soykırımdan dolayı Türkiye'den "tazminat" ve "toprak" almak ve "Büyük Ermenistan" rüyasını gerçekleştirmektir.

Ermeni Sorunu


Nice mutlu Bayramlara...

Tüm ellerin ve gönüllerin birleştiği bir Bayram olsun..
Ramazan Bayramınız kutlu olsun !





Merhum Ayten APAYDIN Ölüm Yıldönümü...

Ayten Halamın ölüm yıl dönümünde kendini ve tüm ölenleri anmak için bir kaç tuşa basmanın heyecanını yaşıyoruz... Kendilerini rahmet ile anıyoruz..zor günler yaşadığımız bu dönemde tüm şehitlerimizlerle birlikte kendilerine Allah'tan rahmet niyaz ediyoruz.. Mekanınız cennet olsun..



Bu yazıda ayrıca apaydinailesi.com çalışanları olarak bir yazıyı paylaşmakta istiyoruz...

Kalb kırmak, Allahü teâlânın lütfunu incitmektir. Neye uğrarsa uğrasın, sâlih kimse, aslâ kimseye kötü söylememeli ve lânet etmemelidir. İnsanların kabahatlerini açıklamamalıdır"



Bir kalbi kırmak, senelerce ibadet ve zikir sevabının
hepsini alıp götürür. İslâmiyet öyle bir dindir ki, kâfirin
dahi kalbini kırmayı yasaklamıştır. Nerde kaldı ki, Allahü
teâlâya ve Onun Peygamberine inanan, Allah diyen bir
Müslümanın kalbi kırılsın. Zira bir mü’minin kalbini kırmak,
çok büyük günahtır, harâmdır..
Kimde erlik var ise

Tevazu ile gelsin kimde erlik var ise
Merdivenden iterler yüksekten bakar ise

Gönül yüksekte gezer daima yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne var ise

Aksakallı bir koca, hiç bilmez hali nice
Boşa gitmesin hacca bir gönül yıkar ise

Gönül Çalab’ın tahtı Çalab gönüle baktı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise

Sağır işitmez sözü, gece sanır gündüzü
Kördür kâfirin gözü âlem münevver ise

Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür
Bilene bir söz yeter, sende cevher var ise

Sen seni ne sanırsın, inanmazsan yanarsın
Dört kitabın manası budur eğer ilmin var ise

Bildin gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş kim bunu anlar ise

Yunus yoldan ırmasın yüksek yerde durmasın
Sırat hesap görmesin sevdiği didâr ise

Bir söz diyeyim sana dinle canın var ise
Dünyaya tamah etme aklın sana yâr ise

Büyükler söylemişler, kardeşten yâr sevgili
Evlattan da tatlıdır eğer doğru yâr ise

Gördün yârin eğridir neyin varsa ver kurtul
Atalardan öğüttür işittiğin var ise

Baktın yârin sadıktır, köle ol kapısında
Çıkar ciğerin yedir, eğer çâren var ise.

Ekmek yiyip tuz basmak, nâmertlerin işidir
Ekmek onu komaya, tuzun hakkı var ise

Kötülük etme asla, herkes sana ilenir
Senden sonra söylenir, ne dirliğin var ise

Yunus miskin delidir hem sözünden bellidir
Ayıplaman yârenler eksikliği var ise

9 Ekim 2007 Salı

Türkiyem Şehitlerine Ağlıyor...


Tüm Şehitlerimize Allah'tan rahmet,ailelerine sabır dileriz...

Büyük Türk Milleti;

Güneşli günler yakındır. Belki yarın belki yarından da yakın!

Ümitsizliğe düştüğünüz zaman mavi gökyüzüne bakın ve Atamız'ın şu cümlelerini hatırlayın. Göğsünüz bir kere daha kabarsın, tüyleriniz diken diken olsun, gözlerinizden iki damla yaş aksın.

Bu memleket dünyanın beklemediği asla ümit etmediği, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı yedi bin senelik Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı.

Onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiatın çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk, budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir"

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kızkardeşimin gelinligi, şehidimin son örtusü. Işık lşık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku ne keder... Gölgende bana da, bana da yer ver! Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar! Yurda, ay-yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık; Dağlardan çöllere düşürdüğü gün Gölgene sığındık. Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı... Yüksek yerlerde açan çiçeğim; Senin altında doğdum, Senin dibinde öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, herşeyim; Yer yüzünde yer beyen: Nereye dikilmek istersen Söyle seni oraya dikeyim!

radyo