
Darica Gazetesinde yayinlanan,EROL POLAT Bey'in Köse yazisi :
Geçtiğimiz gün meydana gelen elim kazada ondört yaşındaki kızımız Aslıcan Güzeldere, hayatını kaybederken, kuzeni Alican’da şu anda yattığı hastanede hayat mücadelesi veriyor. Öteki yaralı, Alican’ın annesi Cemile Güzeldere ise vücudundaki kırıklar nedeniyle Kartal Devlet Hastanesi’nde tedavi ediliyor.
Hadi gelin bunun adını “Kader” koyalım.
İyi ama burada yıllardan bu yana kazalar meydana geliyor. Pirireiste oturan Murat Argun aradan 5 yıl geçmesine rağmen aynı yerde ve hala bulunamayan bir sürücünün yaptığı kaza nedeniyle hayatını felçli olarak devam ettiriyor.
Bu mudur Kader ?
Yetkililer maşallah her konuda her şeyi biliyor(!) Atılan nutuklar, kesilen ahkamlar gırla giderken, bir çok canın sona erdirilerek bedenlerinin toprağa gömülmesi, sakat kalanların yatağa mahkum edilmesi, ve geridekilerin bir ömür boyu çile çekmesi belki onlar için kaderdir.
Defalarca söyledik, defalarca yazdık, “lütfen” dedik, “ burada önlem alınsın” dedik. Ama kimse kılını dahi kıpırdatmadı !...
Koyun şimdi kendinizi, Aslıcan ve Alican’ların ana babası yerine…
Sonra da “kader” deyin bakalım diyebiliyor musunuz? Hıçkırıklara boğulursunuz, boğazınızda düğümlenen ve bir türlü çıkamayan sözcüklere isyan eder içinizden lanetler okursunuz sadece…
Neredesiniz ağalar ?
Çukurlara düşerek can veren, arabaların altında kalarak ömür tüketen, önlemler alınmadığı için kıytırık nedenlerden dolayı heba olan hayatları geri getirin bakalım, anlatın bakalım canı yanan o anne baba, amca, dayı ve dedeye… “Biz önlem alamadık, bu yüzden oldu bunlar” diye…
Yazıklar olsun…
Bir tümsek, bir trafik lambası, alt veya üst geçit yapılamaz mıydı oraya?
Yaya sirkülasyonunun hayvanat bahçesinden dolayı, halk pazarının kurulmasından dolayı en yoğun olduğu, düz ve ucu göründüğü için sürücülerin en süratlı geçtiği bu yerde önlem almak çok mu zor?
Sorarım size, bu kentin en büyük amiri ey Kaymakam Osman Ateş, halkın içinde olduğunu her daim diline dolayan, sadece “ölüm “ olduktan sonra cenazelere gitmeyi gelenek haline getiren Belediye Başkanı ey Şükrü Karabacak, “ ben buranın emniyet müdürüyüm” diye böbürlenerek halka hitap eden ve kendisini bir petrol şirketinin reklamındaki Peluş’a benzeterek “ alırım anahtarını” şeklinde sözler sarfeden ey Emniyet Müdürü A. Kadir Demir, Allah gecinden versin, sizin çocuğunuz o durumda olsa ne yapardınız ?
Sorarım size, yatağınızda rahat uyuyabiliyor musunuz?
Eğer hala orada basit de olsa önlem almayı düşünmüyorsanız, lütfen evinize dönün, ve lütfen sağda solda ahkam kesmeyin.
Bir çift sözümda Anadolu Sağlık Merkezi yetkililerine;
Siz bu bölgenin değil, Ülkenin hatta Ortadoğu’nun en iyi hastanesi olduğunuzu söylüyorsunuz. Ancak yüreği yanan bir dede’ye paradan bahsediyorsunuz, Avrupa’nın en iyi hekimlerinin görev yaptığı, bir çok hayatın sönmeden, tekrar canlandığı o çatı altında vicdanlar evde mi bırakıldı?
Ne diyeyim, yazıklar olsun, hepinize, hepimize…