
19 Şubat 2009 Perşembe
15 Şubat 2009 Pazar
Sevmek...

Sevgiyle uyandım bu sabah yine. Umutla açtım gözlerimi yeni doğan güneşe. Bütün kötülüklere inatta teneffüs ettim havayı içime. Ben yaşamayı sevdim. Yaşamdan yaşamamaktan korkanlara nispet edercesine.
En çokta insanları sevdim. Bir tatlı tebessümü eksik etmedim onlardan. Sevgiyle baktım gözlerinin içine. Yüreğini kin ve nefret doldurmuşları bile sevdim. Sevgi bütün kötülükleri yıkar diye.
Bir çocuğun koşuşturmasını, bir manavdan bağırmasını, fırından çıkan ekmek kokusunu sevdim. Yüreğim tam ortasında kocaman bir yer açtım insanlara, hayata ve dünyaya. Güneşin doğuşu kadar batışını da. Gündüz kadar geceyi de mutluluk kadar hüznü de sevdim. Her şey sevmekle başlar diye.
Sevmek insana dünyayı baştan donatma gücünü, çekilmez bir hastaya yardım güdüsünü, zor onlarla savaşma dürtüsünü verir. Sevmek sevmeyi çeker, sevgisizliği yok eder diye sevdim.
Sevgiyle büyür çiçekler, sevgiyle yeşerir yapraklar, sevgiyle yumuşar kalpler.
Ben, bir insanın gözlerinin gülmesini, bir yaşlının duasını istedim. Bir çiçeğin solmamasını bir canlının yok olmamasını istedim.
Bunun için sevdim hep. Seni sevdim, onu sevdim, kuşu toprağı, papatyayı.
Ben hep sevdim!
kaynak: http://www.keithv.com/scans/freiberg_solo_hike.jpg
resim : http://www.keithv.com/scans/freiberg_solo_hike.jpg
BÖYLE BİR DOSTUNUZ OLDU MU?

* Kötü söz söylemezdi.
* Affediciliği tabii idi, intikam almazdı.
* Düşmanlarını affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi.
* Kimseyle çekişmezdi.
* Çok konuşmazdı.
* Boş şeylerle uğraşmazdı.
* Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.
* Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.
* Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınar ve ayıplardı.
* Kimsenin kusurunu araştırmazdı.
* Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
* Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.
* Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi.
* Her zaman ağırbaşlıydı.
* Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı.
*Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı.
* Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü.
* Yürürken ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmazdı.
* Adımlarını geniş atar,yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilirdi.
* Vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.
* Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
* Dostlarına şöyle derdi:Dünya da garip bir kimse,yahut bir yolcu gibi ol.
* Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir haletle dururdu.
* Adet üzere sarfedilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı.
*Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.
* Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilmezdi.
* Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.
* Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmezdi.
* Bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.
* Sabahları evinden çıkarken şöyle derdi: İlahi, doğru
yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve
kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa
uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık
edilmekten sana sığınırım.
*Sıradan değildi. Ama sıradan insanlar gibi yaşardı..
kaynak :http://ensevgili19.spaces.live.com/default.aspx?sa=155828592
resim :http://www.varol.us/wp-content/uploads/2008/07/hug-a-friend.jpg
Aşka Dair...

Aşk Üzerine Tanımlar
Aşk canın huzur,cihanın ziynet bulmasıdır.Aşk vefa azığının tuzu;gönülden anlayanlar için hazırlanmış bir bahçedir.Aşk hakikat göğüne yıldız;can ordusuna mehterdir. Aşk, öylesine kudretli ve hızlı savaşan bir sultandır ki sancağını çekip de yürüdüğünde varlık ile yokluğu birbiriyle çarpıştırır; aşk öylesine delifişek bir kargaşa adamıdır ki ayak bastığı yeri çoraklaştırıp kavgaya salar. Aşk pak bir cevherdir; onu araz sanmayın; aşk bir can rahatlığıdır, hastalık anlamayın.
Aşk bir kuştur ki halkın ayıplaması onun kanadı;aşk bir talihtir ki dünya zilleti onun açık bahtı sayılır.Aşk pazarında ipek kumaşlar bir arpa tanesi etmez; aşıklar mahallesinde itibar kaygısı veya şöhretin çöp kadar değeri olmaz.Aşık olanlar gayret ile namusu bırakırlar;sevgili peşindekiler elbette ağırbaşlılığı terk ederler. Akıllının sorusu "Hani rütbe ve makam?";aşıkın sorusu "Nerde aşk meyhanesi?"dir.Aşık dünya eğlencesine dönüp bakmaz;bu yüzden başı dik dolaşır. Aşk tunçtan bir külünktür ki durmadan varlık binasını yıkmakta;aşk öyle usta bir mimardır ki (yıktığı varlık binasının yerine) daima yokluk sarayını yapmakta. Aşk,aşıkta anadan doğma bir derttir ki onunla kendini iki cihan kaygısından kurtarır;bu uğurda ne vuslat ile şad olup ayrılık derdinden kaçınır;ne sabır elde edebilir, ne ayağına dur durak bulunur.
Aşık bela çekmede devamlılık gösterir;çünkü bela ile hoş geçimdedir.Aşık her an yanış ve özlem içindedir;aşk derdiyle daima zevk içindedir. Aşık için (sevgilisiz) işret bir bela;eğlence de bir cefa olur.Aşık ki gidişatında mertlik üzeredir;sıkıntıları zehir, rahatı ise dert sayılır.Beyit: "Gönül ki aşk kokusuyla kendinden geçip sarhoş olmuyorsa;ehl-i diller katında o gönlün taştan farkı yoktur". Aşk gülü açmamış bir gönül bahçesi;şarabı olmayan bir işret meclisi kadar beyhude ve yavandır.
Aşk masal veya hikaye değildir;aşk oyunu anlatıl(a)maz, rivayete gelmez. Aşk alemi başka bir alemdir;aşk payesi ise ondan da yüksektedir;öyle ki sıradan bir mekana gelip konabilir; hatta bir avuç külde bile vatan tutabilir. Aşk vicdana ait bir makamdır ve cezbesi de nurani bir cezbedir. Aşk avamın gözünde bir delilik ve kendi kendisine (kendi varlığına ve varlık alemine) yabancılıktır. Aşk,ta ezeldeki kadehin sarhoşluğudur ki aşık,bu dünyayı da,öte dünyayı da unutmuştur (vesselam)!..
İskender Pala
***
[BERCESTE]
Aşk kim ruha gıdadır ne yenir ne yutulur
Bir demir leblebidir çiğneyene aşk olsun
Şinasi
kaynak : http://ensevgili19.spaces.live.com/default.aspx?sa=155828592
resim : http://buyuyunceyazarolacagim.blogspot.com/2008_02_01_archive.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)