Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Bu da bizim genel izleyici amblemimiz :)

kaynak:http://tembelisi.blogspot.com/

Pazarlik Etme Sanati..


Bazı insanlar pazarlık etmekten çekinirler. Avrupa’da veya Amerika’da yaşıyor olsak bu anlaşılır bir şeydir. Fakat Türkiye gibi bir ülkede fiyatı sabit olan yerler (market, elektronik mağaza vb.) dışında pazarlık şansını denemek şarttır. (Örneğin Fas’ta bir tişörtü pazarlıkla üçte bir daha ucuza almıştım zamanında. Çünkü Fas esnafının alışkın olduğu bir yol). Fas gezi rehberinde “pazarlık etmeye ürünün yarı fiyatından başlayın!” diye bir uyarı bile vardı. Ayrıca pazarlık etmek sosyal ilişkileri ve ikna kabiliyetini de geliştiren bir şeydir. Şimdi gelelim pazarlık etmenin inceliklerine...

  • Her zaman indirimi sorun. Bunda çekinecek bir şey yok, hiç bir satıcıyı da rahatsız etmez. Eğer zaten satan kişi indirim yapmayacaksa tavrını belli eder. Bu durumda ısrar etmenin bir anlamı yoktur. Ama şansınızı deneyin.
  • Önce alışveriş yapacağınız çevreyi ve fiyatları öğrenin. Ürünün hangi dükkânda ne kadara satıldığını araştırın. İlk defa alacağınız veya bilmediğiniz bir ürünse kafanızda fiyat biçmeye çalışın. Üretim yöntemlerini, malzemesini vs. düşünün.
  • Sakin olun. Pazarlık tartışması bazen ateşli olabilir. İyi pazarlıkçılar bu durumlarda sakin ve özgüvenli olurlar. Ancak bu şekilde pazarlığı kazanma şansınızı yükseltebilirsiniz.
  • Eğlenin. Pazarlık yapmak genelde eğlencelidir. Eğer fiyat teklifinizi güler yüzle esprili bir şekilde yaparsanız indirim yaptırma olasılığınız artar. Satıcı güler yüzlü tavrınıza olumlu bir karşılık verecektir. Tatlı dil, yılanı...
  • Vazgeçmekten korkmayın. Eğer satıcı istediğiniz fiyata inmiyorsa ve acil almanız gereken bir ürün değilse satın almaktan vazgeçme blöfünü oynayabilirsiniz. Tutar veya tutmaz fakat son koz olarak denenebilir. Tam giderken arkanızdan satıcı bağırabilir “tamam gel istediğin fiyata olsun” diye. Eğer bunu duyarsanız zaferin tadını çıkarabilirsiniz.
kaynaklar: Pazarlık konusunda diğer İngilizce öneriler: kaynak: http://www.bildirgec.org/yazi/pazarlik-etme-sanati
resim : http://www.bildirgec.org/yazi/pazarlik-etme-sanati

Türkiye Kyoto yu imzaliyor....


kyoto protokolü imzalandıktan sekiz yıl sonra yani 2005 yılının başlarında Rusya'nın da katılımı ile yürürlüğe girmişti. protokole başlangıçta 160 ülke imza atmıştı. Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye protokolü imzalamayan ülkeler arasındaydı. 2005 yılından bu zamana e-posta kutularımızda "you won $1.000.000" konulu mesajların arasında sık sık "Türkiye kyoto'yu imzala" konulu mesajlar da görür olduk. Bu amaçla çeşitli kampanyalar düzenlendi.

kampanyalara destek verenlerin yanında bazı kişiler "uğraşmayın böyle işlerle" diyordu. (ben de bu gruptayım) çünkü tek başına dünyaya yetecek kadar salınım yapan ABD imzalamadıkça pek faydası olmayacağı düşünülüyordu. ayrıca sanayileşmeyi zorlaştırması da ülkemiz için bir dezavantajdı. zaten Türkiye, OECD üyesi olduğu için Annex I ve Annex II'de yer almıştı. 1992 rio zirvesinden beri de protokolü destekliyor fakat gelişime engel olacağı düşüncesiyle imza atmıyordu.

yıllar çabucak geçti ve şimdi TBMM Çevre Komisyonu tarafından, kyoto protokolünün bir ay içinde görüşüleceği ve imzalanacağı yönünde bir açıklama geldi. vatana millete hayırlı olsun.

not: kyoto protokolü ile ilgili arkadaşlar bu yazıyı okuyabilir.



kaynak : http://www.bildirgec.org/yazi/turkiye-kyoto-protokolunu-imzaliyor

resim : http://www.truthdig.com/images/eartothegrounduploads/Aislin_kyoto5.jpg

radyo