12 Nisan 2008 Cumartesi
haydi gencler 80"lere gidiyoruz.... :)
80"li yillarda cocuk olmak....
eee hadi ne duruyorsunuz izleyin... :)
Hüseyin APAYDIN Kimdir :)


10 Nisan 2008 Perşembe
Alemlere Rahmet Hz. Muhammed Mustafa (sav.)

Tüm insanlığa örnek model olarak gönderilen bir insanı, bir peygamberi anlatmak ve tarif etmek, en az O’nun risâletinin kuşatıcılığını kavrayabilmek kadar zordur. İnsanlık tarihinde O’nu müstesna bir yere oturtan “âlemlere rahmet” olarak gönderilme keyfiyeti, zihin dünyamızdaki sıradan biçimlendirme ve anlamlandırma çabalarını geçersiz kılmakta ve idrak örgümüzde yeni algı biçimleri oluşturmaktadır. Bu yüzden Hz. Muhammed aleyhisselam’ı anlatmanın zorluğu, İslam ilim geleneğinde “Şemail” ve “Hilye” adıyla yepyeni biçimlerin gelişmesine ve bu alanda zengin bir literatürün doğmasına vesile olmuştur. Hz. Muhammed (sav)’in fiziksel özelliklerinden, bütün vasıflarını şekillendiren ahlâkına kadar her alanda O’nu tanımlayan bu özel formlar nesilden nesile aktarılmıştır. Böylece farklı zaman ve mekânlarda yaşayan her mü’min, kendi duygu ve düşünce dünyasının zenginlikleriyle harmanladığı bir Peygamber algısına sahip olmuştur. Hz. Peygamber’in fiziksel özelliklerinin şekilci bir anlayışla tekdüze bir forma sokulmaması, O’nun çağlarüstü örnekliğini tüm zaman ve mekânlarda hep taze tutmuştur. Kimdir sorusu, O’nun temiz nesebinden, isim ve sıfatlarına; vahyin inşa ettiği kişiliğinden giyim-kuşam ve yeme – içme tarzına kadar maddî ve manevî yaşamının her yönünü ortaya çıkaracak ve insanlığın hayatına yön verecek güçlü bir cevap içermektedir.

"Rahman ve Rahim olan Allah' in adiyla; Allah'in Resulü Muhammed'den, yalanci peygamber Müseylime-tül-Kezzab'a . Selâm, hidayete tâbi kimseler üzerine olsun. Bundan sonra bilesin ki, yeryüzü Allah' indir. Onu, kullarindan diledigine ihsan eder. Hüsn-ü akibet ise, müttakilerindir.(Allah'tan korkan mümin kullara aittir.) Sen ve beraberindekiler eger tövbe eder seniz, Allah da seni ve seninle beraber tövbe edenleri affeder."
PEYGAMBER EFENDİMİZİN YARATILIŞ GÜZELLİKLERİ
Peygamber Efendimizin Ashabı, bu kutlu insanın dış görünümünün güzelliği, görenleri hayran bırakan heybetinden nuruna ve duruşundan gülüşüne kadar Allah'ın onda tecelli ettirdiği çeşitli güzellikler hakkında pek çok detay aktarmışlardır. Sayıca oldukça kalabalık olan sahabeler, bu güzellikler hakkında birçok farklı detay vermiş, Peygamber Efendimizle aynı dönemde yaşamamış olan Müslümanlara Allah'ın Resulünü birçok yönüyle tanıtmışlardır. Bazı sahabeler onu genel özellikleriyle tarif ederken, diğerleri uzun ve detaylı anlatımlarda bulunmuşlardır. Bu anlatımlardan bazıları şu şekildedir:
PEYGAMBER EFENDİMİZİN DIŞ GÖRÜNÜMÜ VE GÜZELLİĞİ
Sahabeleri Peygamberimiz (sav)'in güzelliğini şöyle anlatıyorlardı:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çok yakışıklı ve alımlı idi. Mübarek yüzü ayın on dördündeki dolunay gibi parlardı... Burnu gayet güzel idi... Gür sakallı, iri gözlü, düz yanaklı idi. Ağzı geniş, dişleri inci gibi parlaktı... Boynu sanki bir gümüş hüzmesi idi... İki omuzu arası geniş, omuz kemik başları kalın idi..."66
Enes b. Malik (ra) anlatıyor:
"Resulullah Efendimizin boyu; ne çok uzun, ne de fazla kısa idi. Teni de ne duru beyaz, ne de koyu esmerdi. Saçları ise ne düz, ne de kıvırcık idi. Kırk yaşına geldiğinde, Allah Teala O'nu peygamber olarak gönderdi. Peygamber olduktan sonra, Mekke'de 10 sene, Medine'de de 10 yıl kaldı ve 60 yaşlarında vefat etti. Bu fani hayata veda ettiklerinde, saçında ve sakalında 20 tel ak saç yoktu."67
"Resulullah (sav) beyaz, güzel ve mutedil (yavaş ve mülayim, itidalli) idiler."68
http://www.hazretimuhammed.org/semal_i_serifi.html
KAYNAKLAR . http://forum.van.gen.tr/showthread.php?t=17375
9 Nisan 2008 Çarşamba
Sizce Yasamak ne demek....

yaşamak dediğin bir ince umuttur.. insan için herşeyin bittiği yerde varoluşuyla başlar... herşeyin ötesinde tüm anlamların içindedir yaşamak ...yeterki sen farkına var ve kıymetini iyi bil.. çünkü sadece yaşamak başladıgında bitmeyecekmiş gibi gelir insana... kendine has özgünlükleriyle kendi çelişkileriyle demişler ya yaşamak dediğin üç beş mutlu andan ibarettir yeterki farkına var.. ...

Yaşam bir şarkıdır
Şarkıyı söyleyin
Yaşam bir oyundur
Oyunu oynayın
Yaşam bir düştür
Düşlerinizi yaşayın
Yaşam fedakarlıktır
Herkesle paylaşın
Yaşam bir savaştır
Savaşı siz kazanın
Yaşam SEVGİDİR
Tadını çıkarın
http://creag.blogspot.com/2008/02/yaamak-dediin.html
http://nymphia.blogcu.com/76642/
Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?
http://www.painboard.us/nicin-otellerin-kapilari-doner-kapidir-k6007.html
8 Nisan 2008 Salı
KÖY KOKUSU VE ÇOCUK

çamurdan sıvalı bir evdi doğduğum ev...
etrafında masalların yedi iklimini kıskandıracak sarmaşık asmamız...
ve ben pervaneydim çocuk ellerimle uzanırken uzun salkımlara...
dedimin elinden tuttuğu bir çocuktum tarla yolculuklarında...
sonra başakların arasında karışırdı taştan tahtadan oyuncaklarım...
ve ne zman bir tarla faresi görsem korkmaksızın peşinden koşmaktı zmanın akışı...
sonra öğle ezanlarıydı annemin ağaç altında ocak yakışı...
ve babam sadece ekmek kokusuydu hafta sonlarında...
akşam dönüşlerinde koşardım köyün çocuk çığlıklarına ve hiç umursamazdım annemin gitme deyişlerini...
çamurdan sıvalı bir evdi doğduğum ev...
bir ağıl sürüydü akşam yorgunlukları kuzu seslerinden benim koşturmalarımdan ötede...
annemin bir köşede uyuya kalmasıydı benim dışarı firarlarım...
bitmeyen ebeliğimdi saklanbaç oyunları ve annemin buluşunda beni adım yanlızca mızıkçı kalıyodu çocuk akıllarda...
sıcak yaz günleri tarla kokusuyla özdeşti kış mevsimlerinin okullarında...
birde cuma günleri vardı nasırlı ellerinden tutarken dedemin söğütlerine tırmandığım cami avlusu...
oysa aynı avluda bir taşın üstüne koymuşlardı dedemi...
ve o zman anlamıştım bir daha onu göremeyeceğimi...
şimdi beton duvarlı bir evdeyim ne dışında doğayı kıskandıracak bir asma sarmaşığı nede içinde dedem var bana hikayeler anlatan...
nede çocuk çığlıkları oyunlara karışmış...
ne kadar isterdim hiç büyümemeyi ve bir köy evinde annemin yine bana seslenişini...
kaynak : http://www.painboard.us/koy-kokusu-ve-cocuk-k120060.html
http://www.birordanbirburdan.com/vitrin/images/1171976847-Koy-3.jpg
7 Nisan 2008 Pazartesi
Bir aile olabilmek

Bir aile olabilmenin en temel noktası hangi şartlarda olursa olsun dayanışma ve yardımlaşma içinde olmak gelir. Aile bireyleri üst seviyede tahammül içindedirler. Ne kadar ayrı düşselerde aslında onların hep iyiliği içindir. Kavgaları ve neşeleri onların sevgi ve saygısından gelir.
İşte bu noktada bir sevdam var benim. Kocaman bir aile olabilmek hayalidir aslında. Hatalarıyla ve güzellikleri ile bribirini seven ve sayan ve daiam hoşgörü içerisinde sorunlarını çözen bir aile. Dışarıya karşı bir yumruk olan içeriye karşı bir sevgi yumağı olan bir aile.
Kim ne şekilde giyinirse giyinsin, neye inanırsa inansın bir arada yaşamak ve sorunlarımızı yardımlaşarak çözmek için gayret eden bir aile olabilmek o kadar zor mudur? Bizler tarih boyunca işte bu tabloyu sergilemişiz, bizden olmayanları bile bizden bilmişiz. Dertleri ile dertlenmiş neşelerini paylaşmışız.
Bizleri dışarıdan görenler hep kıskanmışlardır. Hatta aramıza nifak bile sokmaya ve bizleri birbirimize düşürmeye gayretetmişlerdir. İşte bu nifak tohumları hala etkisini devam ettiriyor. Oysa bizim birbirimizden ne alıp veremediğimiz var. Hepimizin gayreti ülkesi için. Yalnız işte fitnecilerin yaptığı ve sürekli olarak yumuşak karnımızdan gıdıklaması bizleri bir türlü kaynaştırma ortamına sokmuyor.
Cahilliğimiz bizleri yakıyor. Köydekileri ve hatta kendi atamızı dedemizi unutuk geçmişimizi inkar etmeye başladık. Anamızın, babamızın giydiğinden utanmaya başladık. Eskiler artık bizim için iyi olmuyor. Adetlerimiz, örfümüz ölüyor. Yazık değil mi? Yaşantımız istemeden bize iyice yabancı olmaya başladı. Günlerimiz monoton, ilişkilerimiz soğuk ve çıkarlarımı doğrultusunda gelişmeye başladı.
Yiyeceklerimiz bile bizden değil. Başörtüsü dış giysi diyorlar ya ayağımıza giydiğimiz ayakkabıdan yediğimiz, içtiğimiz hatta konuşmalarımız bile yabancı aslında. Bir özenti aldı gitti. Bunu öyle bir kabulendik ki devletimizin temeli oldu. Medeniyet iyidir. Ama ilim ile fen ile. Nerde o komşuluk ilişkileri, arkadaşlık işleri. Nerde o aile ilişkileri. Şimdilerde kardeşler bile yanyana gelmekten korkuyor.
Büyüklerimiz yaşlanınca terk ediliyor. Artık bizim için ayak bağımı oluyorlar. Aile içinde bile iletişimsizlikten ayrılıklar hat safhada. Arkadaşın yüzüne bakılmıyor. Eskiden sözün kefil olduğu yerde şimdiler de imzalı kefiller bile geçerli olmuyor. Bumudur medeniyet ve ilerleme. Olmaz olsun ki bizleri duydıularımızdan ve birbirimizden soğuttu. İki duruşluk dünyada bir başörtüsü yüzünden düşmanlıklar oluşuyor. Ölünce ne olacak. Bunlar bizimle gelecek mi?
Ülkemi seviyorum. İnsanlarını da seviyorum.Bırakın kim nasıl giyiniyorsa giyinsin, kim neye inanıyorsa inansın. Yeter ki eskisi gibi arkadaş ve dost olalım. Yeniden sırtımızı dayayacağımız komşu olalım. Sevinçlerimizi ve üzüntümüzü paylaşalım. Artık birbirimize güvenmeyi öğrenelim. Bu devlet ve bu topraklar bizim değil bize verilen bir emanettir. Bu toprakları kirleterek, su kaynaklarını tüketerek, havasını zehirleyerek, ormanlarını yok ederek gelecek nesillere ne bırakacağız. Zehirli, kuru, kirli verimsiz bir Türkiye Cumhuriyet mi?
kaynak: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90577
Dünyanın ilk biyonik adamı
fotoğrafları...

kaynak : http://www.hafif.org/89
Güzel Bir IQ Testi ve Eğlenceli Bazı Linkler
Bi süre önce keşfettiğim bu zevkli oyunu sizlerle paylaşmak isterim.
Amaç resimde görülen kişilerin hepsini bir sal yardımıyla karşı kıyıya geçirmek.Kurallar basit.
Zamanında çogumuzun sınıfta tahta karşısında oynadıgımız o çoban kurt kuzu oyununa benzer zevkli bişey.
Linke tıkladıgınızda görünecek olan o yuvarlak mavi butona basarak oyuna başlayabilirsiniz.
Burada kurallar yazıyor(???) ama okuyamayanlar için kuralları basitçe söyleyim.
Sala en fazla 2 kişi binebilir,anne erkek çocuklarla baba kız çocuklarla kalamaz ve polis olmadan hırsız aileden biriyle yalnız kalamaz.ve salı kullanmayı sadece anne,baba ve polis biliyor.Bakalım sizi ne kadar ugraştıracak bu basit oyun.
Ayrıca mevcut siteden Arnold Schwarzenegger'in filmerinden bazı replikleri dinleyebilirsiniz, Farkli bi adresten buldugum Japonlar ve ingilizce üzerine olan bu eğlenceli videoları izlemenizi tavsiye ederim.
kaynak : http://www.hafif.org/yazi/guzel-bir-iq-testi-ve
dubai'de saat kaç?

canada'da bir firmanın şu anda çalışıp çalışmadığını öğrenmem gerekiyordu. acaba orada saat kaç diye düşünüp bir arama yaptım ve burayı buldum.
sitede ülkelerin zaman bilgilerinin yanında uluslararası telefon kodları gibi bilgiler de mevcut. ülke saatlerini öğrenebileceğiniz listenin yanında arama seçeneği de bulunuyor.
kaynak : http://www.hafif.org/yazi/dubai-de-saat-kac