Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Suydum Ben Geçiyordum

gecenlerde vefat eden rahmetli Ilhan Berk sairimizi buradan Rahmetle anmak istedim, Türk Edebiyati cok onemli bir insanini kaybetti belki ama yüzyillari kucaklayacak yazilari ile Ilhan Berk hep canli kalacak gibi...



Suydum Ben Geçiyordum

Bir yaprak sadece bir yaprak değildir
Her şeyin kendine gidilsin

Diyordum kuşları, en çok onları anlat
Geceyi sonra da, en çok onu

Yaşam ki deli saraylıdır
İnsanı kendine bırakmalı

Zamanı kıyıya çek bak
Görünen bilinene sığmaz

Yolu soruyordum rüzgara
Ben durdum, yol yürüyordu

Suydum ben geçiyordum
Geniş zamanlı tümceler kuruyordum

PENCERE ÖNÜ ...


"İsmini bilmediği, bilip de unuttuğu pek çok insan geldi geçti hayatından. Büyük olmanın en büyük yükü, yol gözlemek oluyordu. Gençliğin deli çağları hızla akıp gidiyordu da, yaşlılığın ağır aksak dakikaları zamana inat geçmek bilmiyordu. Çoluk çocuk hiçbiri kalmamıştı kolunda kanadında. Bağrından indirmeye kıyamadığı bebeleri, ayda yılda bir gelen ve yolu gözlenen koca insanlar olmuştu. Pencere önü, geçmişi, kalabalık günleri hatırlatan, gelecek misafiri müjdeleyen bir görev üstlenmişti kendisine."

Bu yazıyı 11 Ağustos 2007 tarihinde not düşmüştüm güzel fotoğrafının altına. Şimdi kalabalık o pencerelerin önü. Yolunu beklediğin insanlarla dolu. Kimbilir belki yolunu gözlediklerinden bazıları hala yok, son yolculuğunda bile. Gençliğin deli çağları hızla akıp geçti. Yaşlılığın ağır aksak dakikaları son buldu senin için. Zaman artık yoktu. Doksan yılı aşkın ömründe kaç fotoğraf karesi sığdı, kaç objektif ölümsüzleştirdi varlığını bilinmez. Onlarca kez görüp geçirdiğin bir ilkbaharda misafir olduk evine. İlk ve son görüşmemizdi. Suyundan içtik, elinden yemek yedik, sohbetini dinledik. Ve çektiğimiz birkaç fotoğrafını önce bilgisayarımıza sonra zihinlerimize yerleştirdik. Birbirimizi unuttuğumuz dünya telaşında evinde yeniden misafir olmak kısmet olmadı. Bir çarşamba akşamı ansızın gelen haberle, fotoğrafların yeniden açıldı. Artık pencerenin önü boştu!
-----
Fotoğrafın Hikayesi: "Pencere önüne oturtup resmini çektiğin o güzel babaannem yok artık. İyi ki o resimleri çekmişsin teşekkürler" diyordu İlknur 16 Temmuz 2008 tarihli mesajında. 10 Mart 2007 tarihinde Karacasu'da çekilen bu fotoğraf İlknur'un babaannesine aitti. Ve çarşamba akşamı aldığım bu kötü haberle bu ay Fotoğraf Hikayeleri'ni ona ayırmak istedim. 13 Temmuz Pazar günü o pencereye veda eden babaannenin ardından dualarımızı eksik etmemek dileğiyle...

kaynak : http://www.evrengunlugu.net/yazi/pencere-onu
kaynak : Yunus Evren

27 Ağustos 2008 Çarşamba

** İYİ Kİ GELDİN, HOŞGELDİN*


Akşam ezanı okunmuştu bütün hüznüyle ve hüzünle açmıştık son orucumuzu. Yıl 2003’tü ve gün 2003 Ramazanının son günüydü.

Bir dosttan ayrılmak kadar zor oldu Ramazan'dan ayrılmak. Ardından hemen bir bayram geliyordu belki ama koca bir ay yaşanan huzur, üç gün yaşanacak bayram sevincinden daha çok değerliydi benim için. Kim bilir belki senin için de...

Yine karşımdasın. Koskoca 30 günün var, henüz daha 1 günün bile eksilmeden. 11 Ay'ın Sultanı olarak ismine yaraşır bir şekilde bütün asaletinle yeryüzünün üstüne serilmeyi bekliyorsun. Herkes farklı yaşayacak yine seni, farklı hissedecek, farklı değerlendirecek. Ama sen asaletinle yeryüzündeki bütün yüreklere aynı huzuru, aynı sükûneti ve aynı mutluluğu vereceksin.

30 günlük bir hazinesin sen. Öyle ki sandığının kapağı açıldığında insanlar daha çok sevmeye başlayacak birbirlerini, daha çok yardım etmeye başlayacak birbirine... Ve daha çok dönüp bakacak kendisine.

Yeryüzüne sen inince Ramazan, kıyıda köşede yarım yüreğiyle duran kimsesiz çocuğun yüzüne daha çok göz değecek. İhmal edilen yaşlılar daha çok aranılacak, unutulanlar bir bir hatırlanacak. Yani sen inince yeryüzüne Ramazan, çoraklaşmış yürekler yeniden yeşerecek, yüzler daha çok gülecek, gönüller daha da ferahlayacak. Sen gelip oturunca soframıza unuttuğumuz öz değerlerimizi sanki yeniden anımsayacak, bir tür geri dönüş yaşayacağız. Sen gelince...

Peki ya sen gidince? Yine geldiğin gibi, tüm asaletinle geri döndüğünde... 30 gün boyunca yeryüzüne ve kalplere saçtığın nur tohumlarını ardında bırakıp gittiğinde... Kaç kişi bıraktığın yardım, sevgi ve huzur tohumlarını sulamaya devam edecek? 23 defa seni gördüm ve yaşadım. Ve her seferinde ardından gözyaşı döktüm. Çünkü varlığınla aydınlattığın bu dünya, bir mükâfat olarak sunduğun 3 günlük bayramın ardından yine karanlıklara boğulacak. Ve ben 30 günlük dev gibi huzuru 3 günlük bayram sevincine tercih edip, gidiyorsun diye ağlayacağım ardından yine.

Nerede o eski Ramazanlar, bayramlar deriz her gelişinde. Oysa sen hep aynı Sen'sindir. Seni yaşayanlar, algılayanlar farklıdır yeryüzüne her inişinde. Biz değiştikçe seni yaşama biçimimiz de değişiyor, bayramı kutlama tarzımız da...

Sen yine asil, yine nurlusun... Çünkü sen bize Rab'dan bir lütuf, bir armağansın. Kalplerimizi nurlandıran, bizi bize döndüren 11 Ay'ın Sultanısın. İyi ki varsın, iyi ki var olmaya devam ediyorsun, iyi ki yeniden geldin... HOŞGELDİN!

Hepimizin gözü aydın. Hayırlı Ramazanlar


kaynak : Yunus Evren


HOŞ GELDİN YA ŞEHRU RAMAZAN


On Bir Ayın Sultanı Ramazan
İslam terbiyesi bize yemeği ölçülü ve Yaratıcı'ya saygı içinde, itinayla yememiz gerektiğini öğretiyor. Sofranın en bereketlisi ise, tıka basa doyulmadan masadan kalkılanıdır

Yemenin ölçüsü
Ruhun terbiyesi kadar bedenin sağlığıyla da ilgilenen İslam, sofradan tam doymadan kalkmayı bize öğütlemektedir. Bugün beslenme uzmanlarının genç yaşlı herkese tavsiye ettiği sağlıklı kalma reçetesi de bu öğüttür. Görüldüğü gibi her ilkesiyle İslam bir denge dinidir. Bilgelerin bir sözü vardır: "Az yediğin yemek seni taşır, çok yediğinde de ise sen onu taşırsın". Bu söz üzerine söylenecek çok fazla bir şey yok. Haklılığını bugün tıp otoriteleri, beslenme uzmanları söylüyor. Hz. Peygamber'in "Sofradan doymadan kalkınız" sözünü on dört asır önce söylediğini düşünürsek, İslam inancının ruhla olduğu kadar beden terbiyesiyle de uğraştığını görürüz.

İSLAM'IN İLKELERİ
İslam inancının insanlardan istediklerine baktığımızda karşımıza hep sosyal hayatı güzelleştiren uygulamalar çıkar. "Kıyamet anında bile ağaç dikiniz" sözü inanılmaz bir çevre bilinç aşısıdır bizim için. "Bana bir harf öğretenin bin yıl kölesi olurum" un ötesinde eğitime verilen önemi belirten bir söz daha var mıdır? Elbise kullanımından tutun da, karşılıklı ilişkileri inşa etme süreçlerine kadar hemen her konu İslam'da belirtilmiştir. Bu Ramazan'da güzellikleri yaşarken bedenimize ve ruhumuza da güzellikler yaşatmayı ihmal etmeyelim. Gelin bu Ramazan'da 'kendimizi bilmeyi' amaç edinelim. Güzel Yunus'un dediği gibi: "İlim ilim bilmektir \\\\İlim kendin bilmektir \bilmez isen \ır"

YERYÜZÜ SOFRASI
Her akşam iftar, gece vakti sahur sofralarımıza otururken bilelim ki, bizler derin anlamlar taşıyan canlılarız bu yeryüzü sofrasında. Farklıyız ve diğer canlılardan üstünüz. Ama 'kendimizi bilmez isek' bu üstünlüğümüz elimizden kayıp gider. Yemeği, ceylana saldıran aslanlar gibi değil, suyunu içmek için itinayla eğilen bir zürafa titizliğinde yemeliyiz her sofrada. Bugün iftar sofrasında yaşatacağımız bu prensipleri yarın işyeri masalarında, ikramlarda, iş yemeklerinde de yaşatalım. Çünkü biz her gün değişirken doğrularını güzelleştirenlerdeniz. Ramazan sahur ve iftarlarında bilmeliyiz ki, aç susuz milyonlarca insan var dünya üzerinde. Onlar için yapacağımız ufak yardımlar birçok kişinin hayatını kurtarabilir. Ayrıca israf etmemek bile bu insanlar adına yapılmış bir yardımdır. Çünkü israf, dünyanın ekolojik dengesi bozup, toprak üretimini azaltır. Ramazan'ı bu anlamda da değerlendirdiğimizde onun yeryüzündeki tüm insanlara bereket sunan bir ay olduğunu görebiliriz.

Adem Özbay
resim : http://kandil.files.wordpress.com/2007/09/hosgeldin_ramazan.jpg

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Apaydinailesi ve Dostlari nihayet Toplandi...

Diger resimleri görmek icin, asagidaki resme tiklamaniz yeterli...



Esat abimde yaptigimiz kahvalti sonrasinda güzel bir sohbet ile günümüz cok güzel gecti..gerci elfi abla gelemedi ama,baska sefere artik... nefis kahvalti icin Figran ve Serap Ablaya ayrica tesekkurler...

Yayindayiz...


uzun bir yaz tatilinden sonra tekrar yayindayiz..yeni paylasimlar ile tekrar sizlere ulasabilmenin heyecanini yasiyoruz... hayirli olsun :)

resim : fuarbaby

radyo