Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

2 Ocak 2008 Çarşamba

Bir Umut...


Bir Umut…

Hayatın her anını düşünelim. Hangi anımızda umut etmeden yaşamak var? Gerçekleşmeyecek olsa bile… -Keşke…… -saydı dediğimiz her gün bir anlık umutlar. Her şeye dair umutlar, her şeyimize dair umutlar…
Evimize, gözümüze, aşkımıza, dünyamıza, annemize-babamıza… Kimi zaman hiç tanımadığımız bir başkası için… İyi olurdu demek en azından.
Beklediğimiz telefonların çalmayışı, geçmesini beklediğimiz günlerin çoğu zaman geçmeyişi… Yani eriyen karı izlerken içimizdeki sıcak olan tek şey yazı beklerken düşlediğimiz: UMUT…

Hadi yaşayın umutsuzca… Çaresiz biçare insanların ekmeğiymiş umut… Her gün gelecek yeni haber beklemekmiş. Belki de bir şans oyunundan kazanacağı parayla kimsesizlere bir yurt yaptırmayı beklemekmiş umut…
Umut nakittir yani…
İçinizdeki soyut nakit bittiği an ne borç alacak bir dostunuz vardır ne de kapısını çalacağınız bir ev. Düzenli harcamak gerekir o yüzden. Yani ya çocuk olup her gün parklarda eğleneceğiz, koşacağız; ya da yine o mız mız çocuklardan olup annemiz bize araba almadı diye ağlayıp küseceğiz. Bir anlık bir geçiş irkilmesi yani.. Seçin.
Umutsuz Bekleyiş…
Ben bekledim. Bilirim. Umutsuzlukta umut etmeyi umut etmek kadar zor bir iş yok gibi geliyor bana bu hayatta. Bazen yırtık ayakkabılarıyla yolda çöp toplayan genç insanları gördüm, bazen de çevre yolunda bir kamyonet bekleyen işsiz İŞÇİleri gördüm. O zaman neyi umut ediyorsunuz? Düşünür müsünüz?
Hastaneye baş ağrısıyla gittiğiniz gün mutlaka olmuştur. Bir baş ağrısı diye gidersiniz. Hemşire-doktor gelir; bir kan aldıktan sonra siz tahlil sonuçlarını beklerken bir anda bir feryat, bir isyan sözcükleri çınlar kulağınızda.
-Babaaaaaaa… mmm…
-Dedeeee… Annem…
Başınızın ağrısını hissedebilir misiniz o zaman? Neyi umut edersiniz peki? O anda şükretmeyi kim düşünebilir ki? Umuttur o an sizi yaşatan. Aniden iyileşmeyi umut ederek gittiğiniz o yerden nasıl kaçarsını?
İlkokul sıralarındayken okuma umudu ve orta okulda giyilecek takım elbisenin umudu. Ve liseye giderken ilk aşkın terk etmesi/terk edilişi ve umutlu yeni bekleyişler. Ve yeni bir hayat için atılabilecek en uygun adımı seçme. Ya ayağın kayacak ve düşeceksin ya da fırlayacaksın ta tepelere…
Ve umut ve umut… Belki de gelemezsiniz artık hayata… Hadi umut… Biraz daha… Olmadı mı? O zaman …::::UNUT:::…http://www.ersinaycan.com/?p=99

Çocuk

Ümit senin gözlerinde
yarın senin gözlerinde
gül biraz

sen seni ağlatanlar gibi olma
onlara benzeme
büyü de ' ders al '
büyü de' anla '

büyü de umut ol
yaşam ol biraz
sil göz yaşlarını

Özden Yolagiden

30 Aralık 2007 Pazar

Nice Nice Güzel Yıllara....



---------------------------------------------------------------------------

yeni yılda hiç eskimeyecek fotoğrafları sizinle paylaşmak istedik, yardımlarından ötürü sadık'a çok teşekkür ederiz.. yeni yıldı,eskiyen yıldı derken,böylesine güzel fotolardan oluşan bir derlemeyi sizlerle paylaşmak istedi sadik...

iyi de etmiş yani, iki duyguyu biranda yaşadım şahsen :)

fotoğraflar : acısı ile tatlısı ile koskoca ömürleri barındırıyor içinde,yarım kalmış sevdalar, söylenememiş sözler, umutlar, hüzünler hepsi negüzelde dile geliyor fotoğraflarda... kimi zaman ismini bile duymadigimiz simaları,yaşamları, kimi zaman eskiye dair anilari,kimi zaman yalnızlığı,kimi zaman zamanın tam kendisini bulu veriyoruz onlarda... Rıza amca ve Güller Apaydın artık aramızda yoklar belki ama onlara dair birçok şey hala aramızda, yeni bir umut var onlarin torunlarinda, Yeni yeni dünyalar...

şimdi düşünüyorumda annem, reşat dayım, isa amcam, rıza amcamın çoçukları, onları tanıyan herkes bir kez daha o güzel günleri yaşayacaklar zihinlerinde...

Bu sebeble birkez daha tüm ölenlerimizi rahmet ile anıyor, zaman zaman onlara dair birşeyler ile onları yaşatıyoruz zihinlerimizde canlı ve capcanlı...

Mekanınız cennet olsun...
Picasa SlideshowPicasa Web AlbumsFullscreen

radyo