Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

25 Ocak 2008 Cuma

Zahide Türküsünün Hikayesi


Zahide


Halk arasında “Zahidem” adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı’na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü.

Arap Mustafa’nın babası düğünlerde, toplantılarda “Koca Oyunu” adı verilen oyunda “Arap” rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa’ya da “Arap” lakabı takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler’den Mehmet’e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide’ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.

20’sinde askere giden Mustafa’nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide’de kalmıştı. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide’den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide’nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün’ün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır.

Zahide Kurbanım n'olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli

Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.

Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.

Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.

Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.

Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’rn kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.

Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa

24 Ocak 2008 Perşembe

İyi olma sanatı.


Yazan Dr. Dráuzio Varella ve çeviren Fatih Erten
EĞER HASTA OLMAK İSTEMİYORSANIZ.
Bana gelen bir yazı dizisini sizlerle paylaşmak istedim. Beyeneceğinizi umarım.
Bunlara dikkat etmeliyiz. Hastalık ille de bir canlıdan diğer bir başka canlıya mikrop taşınması ile olmaz. Aşağıdaki bu gerekçelerle de insanlar çok ciddi hastalıklara yakalanabilirler. Sağlık ve mutluluklar dilerim.

1,DUYGULARINI ANLAT.
Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular gastrit, ülser, belfıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
2,KARAR VERMELİSİN,
Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur.
Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vaçgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
3,OLDUĞUNDAN FARKLI YAŞAMA,
Gerçeği sakalayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir.
Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.
Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
4,KABULLEN,
Reddecilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır.
Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
Eleştirileri kabullen.
Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
5,ÇÖZÜMLER BUL,
Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler.
Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı.
Arı ufacıktır fakat varolan en tatlı şeylerden birisini üretir.
Biz ne düşünüyorsak oyuz.
Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
6,GÜVEN,
Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez.
Güven olmadan, bir ilişki de olamaz.
Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
7,HAYATI ÜZGÜN YAŞAMA,
Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk.
Bunlar sağlığı güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir.
“İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
Mutluluk sağlık ve terapidir.

kaynak : http://metinaksac.blogspot.com/

22 Ocak 2008 Salı

Öksürüğün en iyi ilacı!



Kış aylarında en çok karşılaşılan sorunlardan biri de öksürük. iyibilgi uyarıyor: Çocuğunuz öksürmeye başlayınca hemen öksürük şuruplarına sarılmayın! Yapılan bir araştırma, öksürük şuruplarının işe yaramadığı gibi, zararlı olduğunu da kanıtladı. Bu yazıyı kaçırmayın!..
Akşam gazetesi yazarı Dr. Murat Kınıkoğlu öksürüğün en iyi ilacının “bal” olduğunu yazdı. Yazarın ifadesiyle balın mucizevi etkisi şöyle:

“Daha önce çocuklarınıza olur olmaz öksürük şurubu içirmemeniz için sizleri uyarmıştım. Bugün bu konuda yayınlanan yeni bir çalışmadan bahsedeceğim. Üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle öksürük olan 2-18 yaşları arasındaki 105 çocuk üç gruba ayrılmış. Bir gruba hiç ilaç verilmezken ikinci gruba iki kaşık bal, son gruba ise öksürük şurubu verilmiş. Araştırmacılar her üç grupta öksürüğün şiddetini, süresini ve uyku üzerindeki etkisini takip etmişler. Sonuçta öksürüğü en iyi dindiren ilacın bal olduğu görülmüş. Antioksidan ve antimikrobik etkisi olan bal, hava yollarındaki mukusu yumuşatarak kolayca atılmasına neden oluyor. Grip salgınlarının had safhada yaşandığı şu günlerde öksürük şuruplarına sarılmadan önce günde üç kez birer tatlı kaşığı balı denemenizde yarar var. Balı sıcak sütün içine katıp içerseniz rahatlatıcı etkisini daha çok hissedersiniz.”

Öksürük şuruplarının işe yaramadığını, hatta zararlı olduğunu gösteren araştırma ise ABD’de yapıldı. Öksürük şurupları vücuttaki hastalık belirtilerini yok ediyor ama hastalığı geçirmiyor. İçildiği zamana çocuklar birçok kimyasal maddeyi de vücutlarına almış oluyor.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) geçtiğimiz günlerde yayınladığı uyarı raporuyla 6 yaşından küçük çocuklara verilen ve çoğunlukla reçetesiz satılan ‘öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının’ işe yaramadığı ve zararlı olduğunu açıkladı. Bunlarda genellikle burun tıkanıklığını gideren ‘dekonjestan’ burun akıntısı, hapşırma gibi alerjik belirtileri geçiren ‘antihistaminik’ ile öksürüğü baskılayan antitussif’ türü kimyasal maddeler bulunduğu ve ölüm ihtimalinin 2 yaşından küçük çocuklarda arttığı kaydedildi. Rapora göre, bu ilaçların etkili olduklarını gösteren kesin bilimsel kanıtlar bulunmuyor ve çok ciddi hatta ölümcül de olabilen yan etkiler barındırabiliyorlar. Dozlar aşılmadığında emniyetli oldukları ileri sürülmekle beraber, sık veya yüksek dozlarda kullanıldıklarında yan etki ve ölüm o nispette yüksek oluyor.

kaynak:http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=51061
resim : http://www.astimrehberi.com/astimbelirtileri.htm

radyo