Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

1 Aralık 2007 Cumartesi

Recep Beylere Hitafen :)

Recep Usta Seksen Yaşında...
Recep Usta yaş seksen
ölümü düşünmez bir insan
seksenle seksekleşen
üç dört dişi kalmış
bir de mavi bakışları
şizofren oğulla iki başına
şehir akbabaları ötekileri
derininden geçirdi bir ses
ölmeden başında bekleşen
ağır işçi Recep usta
iki lokmaya muhtaç bir kendi bir oğulun aşına

muhacir olmak zor
dokuz yaşında ilhak vatana
vatansız olanlardan her iki vatanında da

on üçünde kayıplarda baba
ana nasıl baksın gençliğinden yaşamına
zor diyordu son gördüğümde
çamaşırcının çocuğu olmak
alın yazısı mıymış neymiş
bir deştik pir deştik te
dumanlandı yüzü bıraktı harcı marcı
elleri titrek sigarasını yaktı
ev şehirde iki kat
birinde ana delisi "avrat"
birinde karısına sevdalı evlat
iki başına yalnızlık dedi
“şu var ya şu”hasta gülüm
istemiyorum ölümü
geç gelsin ölüm
her yürekte farklı nedenler
düşündünüz mü ne kadar çok
Recep Usta gelip
Recep Usta gibi gidenler.

24 kasım 2007 Çakmaklı
http://www.hikayeler.net/yazilar/recep-usta-seksen-yasinda/

30 Kasım 2007 Cuma

Eda ve Elif ve Özlem Hanımlara Hitafen :) ---2---


Yoğun iş yaşamından yorulanlara dair küçük bir pencere...

"Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın... Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır..."
"Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir"

YAŞAMA DAİR... Hikayesi

"Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı… Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş… Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş...Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki... Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:

”Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir" demişler.

Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş... Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel... Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin”.

Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:

” Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?
Adam şaşkın...

”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki“.
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge... Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü ... Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam. Bilge gülümsemiş , “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:

"Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın... Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır..."
"Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir"

http://www.diyadinnet.com/HikayeBul-164&Bul=ya%C5%9Fama-dair
resim : http://www.imamhatip.com/kamusalalan/bir-soz-resimle-bulusunca-t16620.0.html

Eda ve Elif ve Özlem Hanımlara Hitafen :)


BASİT YAŞAMAK

Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.

Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;

tek bir düğme, tek bir cümle gibi;

sevince lafı dolandırmadan söylediğin

“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;

basit sıcak bir öpücük

ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.

O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,

o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana

rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak

en değerli kağıdın;

hep yanında taşıdığın,

atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,

iki harekette soyunuvereceksin.

Kısacık olacak uyanman

ve yola çıkman arasında geçen süre;

kısacık olacak

sıcacık kollara dolanman

ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;

bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.

Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.

Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;

ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana

en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.

Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın

nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;

parmakların olacak en kıymetli çatalın.

Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.

İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana

kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir

“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.

Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde

ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.

Tek dereden su getirmen yetecek,

bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;

Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.

Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.

Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi

basit...

Yalçın ERGİR

http://www.ergir.com/basit_yasamak.htm

TÜRKİYE'Yİ ACIYA BOĞAN LİSTE

Başın Sağolsun Türkiye... Ölen her vatandaşımıza Allahtan Rahmet, Ailelerine başsağlığı diliyoruz... hiç ummadığınız bir anda gittiniz--- mekanınız cennet olur inşallah...

Bilim adamlarımızı kaybetmenin ayrı acısını yaşıyoruz...

uçakta toplam 57 kişi varmış.. hayatta kalanın olmadığı söyleniyor..
bu listede 49 kişinin ismi açıklanmış...
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=116131

26 Kasım 2007 Pazartesi



anneyi öldürüyor ama bakın yavruya nasıl davranıyor...?

radyo