15 Kasım 2007 Perşembe
:)
Hemşehri
Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi
olan Temel, çocuk kaçirip fidye istemeye karar vermis.
Sehrin büyük bir parkinda çocugun birini gözüne kestirmis
Önce bir not yazmis : Çocugunu kaçirdim.
Bunu yaptigim için üzgünüm ama kusura bakma
çünkü gerçekten paraya ihtiyacim var.
Yarin sabah saat 7'de
falanca parktaki filanca agacin altina bir siyah çantada 5 milyar getir
Imza: Laz
Çocugun yanina gitmis, notu çocugun ceketinin iç cebine koyup, dogruca
evine gitmesini ve notu babasina göstermesini söylemis.. Ertesi sabah
parka geldiginde söyledigi agacin altinda,söyledigi renkteki çantada
içinde 5 milyar olan emaneti bulmus.
Paralarin yaninda bir de not varmis :
"Paran purada ama bir Laz hemsehrisine nasil peyle bir sey yapar inanamayrum." inanamayrum."

Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi
olan Temel, çocuk kaçirip fidye istemeye karar vermis.
Sehrin büyük bir parkinda çocugun birini gözüne kestirmis
Önce bir not yazmis : Çocugunu kaçirdim.
Bunu yaptigim için üzgünüm ama kusura bakma
çünkü gerçekten paraya ihtiyacim var.
Yarin sabah saat 7'de
falanca parktaki filanca agacin altina bir siyah çantada 5 milyar getir
Imza: Laz
Çocugun yanina gitmis, notu çocugun ceketinin iç cebine koyup, dogruca
evine gitmesini ve notu babasina göstermesini söylemis.. Ertesi sabah
parka geldiginde söyledigi agacin altinda,söyledigi renkteki çantada
içinde 5 milyar olan emaneti bulmus.
Paralarin yaninda bir de not varmis :
"Paran purada ama bir Laz hemsehrisine nasil peyle bir sey yapar inanamayrum." inanamayrum."




Sözcükler gösterir, işaret eder, adlandırır ve açığa çıkartır.
Gerçek(hakikat), Latince “a-létheia”, soymak, üstündeki örtüyü kaldırmak, açık etmek anlamındadır. “Çıplak gerçek” deyimi buradan kökalır.
“Adlandırmak ölümdür.”
Çünkü şeyin (nesnenin) adlandırılması, onun yok edilmesi ve yerine imlerin (işaretlerin) ikame etmesidir.
Adlandırılan her şey masumiyetini yitirir. Çıplaklaşır.
İnsan adını bilmediği, adlandıramadığı şeyden korkar. Bazen korkusundan kaçmak, kurtulmak için “bile bile” yanlış adlandırdığı da olur.
Bile bile…
İbranice ve Latince’de “bilmek”, cinsel ilişkide bulunmak anlamını taşır. İncil, “İbrahim karısını bildi ve o gebe kaldı” der. Türkçe’de “bellemek” öğrenmek anlamını taşır fakat argoda (ki argo bir dilin en canlı, en diri yanıdır) bellemek ( anasını bellemek gibi) halen cinsellikle ilişkili kullanılır.
Adlandırmak, soymak, çıplak bırakmak… Adlandırılanı bilmek ise çıplak kalanla ilişkiye girmektir. Bu ilişki bugün elbette ancak bir metafor (eğretileme) olarak anlamlıdır.
Metafor, bir mecaz türüdür ve her mecaz gibi benzerlik ilişkisine dayanır.
Bilmenin, cinsel ilişkiye benzetilmesi “karşılaşma”nın önemini vurgulamak içindir. Önemli olan kimin kimi (erkek, kadın) bildiği değil, bilme sürecidir. Birleşme, iki varlığın iç içe olduğu ve karşılaşmanın yoğunlaştığı en uç noktadır.
Kuşkusuz böylesi bir yoğunlaşma kısır ya da sonuçsuz da kalmayacaktır.
Her yaratıcı edimin temelinde bir karşılaşma, o karşılaşmadan kaynaklanan bir heyecan, şaşkınlık ve coşku vardır.
“Bilgi”nin felsefedeki tanımı, öznenin nesne ile ilişkisinin ürünüdür. Kaldı ki, felsefe de “philosophia” ( philo – sophia) bilgi sevgisi demektir.
Her ne kadar bugün her insanda doğuştan varolduğu kabul edilen merak duygusundan ve bu merak duygusundan kaynaklanan varlığın gizemini anlama, “bilme” isteğinden çok, insanın önce doğa, sonra hemcinsleri üzerinde denetim sağlama, iktidar, güç sahibi olma isteğini ifade etse de, felsefe, köken olarak bilme tutkusudur, bilme aşkıdır.
kaynak : http://kenarsusu.blogspot.com/2006/11/szckler-i.html
12 Kasım 2007 Pazartesi
hala misket oynayan çocuk sesleriydi umudu hatırlatan..
YENİ BİR GEÇMİŞ YAZMAK….

Bu bir pişmanlık ifadesi değil. Geçmişte yaşanamayanların acısını bugün çıkartmaya çalışmak hiç değil…
Eskiden, en azından benim kuşağımdakiler için “eski”den, di’li geçmiş zaman elle tutulur, gözle görülür, kimi zaman koklanır, kimi zaman sarınılır, bazen dokunulur, bazen duyulur bir nesnede “mevcut” idi… Yani geçmişin kendi değilse de izinin “vücud” bulacağı bir mevcudiyeti vardı. Bu, kenarı ak işlemeli bir mendil de olabilirdi, bez bebek, cızırtılı bir plak, sararmış bir fotoğraf, kitap sayfaları arasında kurumuş bir çiçek, kurma kolunda sayısız özlemlerin, hazların, yarınların kurulduğu köstekli bir saat de olabilirdi.
Kısacası, “dün” her zaman kendini ifşa edecek bir “ipucu” saklardı.
İlginçtir, İngiliz edebiyatının polisiye türünde çok başarılı olmasının bir nedeni de ipuçlarının merak uyandırıcı ve ilgiyi sürekli tutucu olduğunu erken keşfetmesidir. Ve bu keşif, büyük ölçüde döşemelik kadife kumaşa bağlıdır. Evet, kadife kumaş… Hani şu üzerinde oturduğunuzda iz bırakan, zamanla yıpranan, kelleşen, eskiyen kumaş. İngiliz polisiyesi için ilk “ipucu” işte o kumaştaki yıpranmışlıktır.
Geçmişin ve geleceğin yalnızca bir kurmaca, yapıntı olduğunun farkındayım. Dün ve yarın yok. Ama dünü yarından farklı kılan bir şey var: Dün, yaşantı olarak sahip olunandır, yarın ise sahip olunması umulan, beklenen bir yaşantı…
Bütün bunları niye yazıyorum?
Çok sevdiğim birisi, henüz birkaç gün önce birkaç yıllık bir geçmişini tek bir tuşa yanlış basarak sildi. Dahası, yalnızca kendi geçmişi de değildi, bir başkasıyla paylaştığı ortak geçmişti sildiği… Sanal adı verilen dünyada yalnızca 0 ve 1’lerle kodlanmış bir geçmiş, yanlış şifre nedeniyle ya kilitlenmiş ya da ulaşılamaz olmuştu.
“Yeni bir geçmiş yazmayı” önerdim ona… Şimdi düşünüyorum da sanal ortamda yeni bir geçmiş yazmak her zaman olanaklı. Olanaksız olan, yaşantının vücud bulacağı, varolacağı, mevcudiyetinin izini saklayacağı bir şey, bir yer bulmak…
Şimdi olsaydı, ona “yeni bir geçmiş yazmak” tansa, o yerin, tek şifresinin “sevgi” olan yüreği olduğunu söylemek isterdim.
Fotoğrafa gelince; "dün" koktuğunu söylememe gerek var mı?
KAYNAK : http://kenarsusu.blogspot.com/2006/09/yeni-bir-gemi-yazmak.html
Kim Ne İcat Etti..........?
1280 İlk gözlük İtalya'da yapıldı.
1450 Johannes Gutenberg'in baskı makineleri kitap üretiminde çığır açtı. Bunun sonucunda yeni icatlar hakkındaki bilgilerin yayılması hızlandı.
1453 Copernicus, gezegenlerin Dünyanın etrafında değil, Güneş'in etrafında döndüğünü ortaya atan kuramını yayımladı.
1592 Galileo, cisimleri 30 kez büyüten bir teleskop yaptı.
1614 İskoçyalı matematikçi John Napier logaritma cetvelini icat etti.
1618 Johannes Kepler, gezegenlerin Güneş'in çevresinde çizdikleri elips biçimindeki yörüngeleri betimleyen yasaları yayımlar.
1622 Blaise Pascal, babasının vergi hesaplarında kullanması için bir toplama makinesi icat etti.
1643 Evangelista Torricelli, hava basıncını ölçmek için şimdi civalı barometre denilen cihazı icat etti.
1656 Christian Huygens, Galileo'nun fikirlerine dayanan hassas bir sarkaçlı saat tasarladı.
1668 Isaac Newton ilk aynalı teleskopu yaptı.
1682 Edmond Halley, daha sonra kendi adıyla anılacak bir kuyrukluyıldızın yörüngesini çizip betimledi.
1687 Newton'un, evrensel çekim yasalarını formülleştirdiği Principia başlıklı kitabının yayımladı.
1690 Edmund Halley, dalış makinelerine hava pompalayacak bir yöntem geliştirdi.
1698 Thomas Savery'nin yaptığı ilk buhar makinesi, su altında kalan madenlerdeki suyu dışarı pompalamada kullanıldı.
1733 İngiliz bir dokumacı tarafından icat edilen "uçan mekik" adındaki alet bir kişinin bir günde üretebileceği kumaş miktarını ikiye katladı.
1752 Benjamin Franklin, yıldırımın elektrikten kaynaklandığını gösterdi.
1783 Marquis de Jouffroy d'Abbans ilk buharlı gemiyi yüzdürdü.
1783 Montgolfier Kardeşler bir sıcak hava balonunu başarıyla uçurdu.
1789 Lavoisier'nin, 33 elementi sıraladığı ve bu elementlerin adlandırılması ile ilgili modern sistemi sunduğu "Kimyasal Adlandırma Yöntemi" yayımlandı.
1796 Edward Jenner, bir çocuğu çiçek hastalığına karşı aşıladı.
1799 Alessandro Volta, ilk elektrik bataryasını yaptı.
1801 İlk denizaltılardan olan Nautilus ilk yolculuğunu tamamladı.
1804 Richard Trevithick raylar üzerinde giden ilk buharlı lokomotifi yaptı.
1814 Friedrich König elle çalışan matbaadan çok daha hızlı olan buharlı matbaayı geliştirdi.
1819 Augustus Siebe basınçlı bir dalgıç elbisesi tasarlayarak insanların daha derinlere dalabilmesini sağladı.
1820 Hans Oersted, elektrik akımının pusulanın iğnesi üzerinde manyetik etki yarattığını gösterdi.
1821 Charles Babbage, karmaşık matematiksel tabloları otomatik olarak hesaplamak için tasarladığı "fark makinesi" nin üzerinde çalışmaya başladı.
1826 Fransız fizikçi Joseph Niepce tarihteki ilk fotoğrafı çekti.
1829 George Stephenson, en iyi buharlı lokomotif tasarlama ve yapma yarışmasını kazandı. Rocket adlı bir lokomotif üretti.
1830 İlk dikiş makinesi Fransız terzi Barthelemy Thimonnier tarafından tasarlandı.
1836 Samuel Colt, yaptığı hızlı ateş eden tabanca "altıpatlar" ın patentini aldı.
1837 Isambard Kingdom Brunel, ilk kıtalararası buharlı gemiyi yüzdürdü.
1837 İki İngiliz mucit William Cooke ve Charles Wheatstone ilk elektrikli telgraf makinesini yaptı.
1838 Samuel Morse kendi geliştirdiği Morse alfabesini ilan etti.
1839 Louis Daguerre vesikalık fotoğraflarda çok tutulan daguerrotype fotoğraf tekniğini icat etti.
1841 Michael Faraday, hareketli bir mıknatıstan elektrik akımı elde etti.
1843 Samuel Morse, telgraf mesajlarında kullanılmak üzere nokta ve çizgilerden oluşan ünlü mors alfabesini icat etti.
1846 Amerikalı bir dişçi bir çene ameliyatında acıyı hissettirmemek için eter kullandı.
1848 İlk yürüyen merdiven, New York'ta turist çekmek için kuruldu.
1849 Çengelli iğne icat edildi.
1857 New York'ta bir dükkân asansörü olan ilk bina oldu.
1860 Belçikalı Etienne Lenoir ilk içten yanmalı motoru yaptı.
1863 İlk metro (yeraltı demiryolu) hattı Londra'da işletmeye açıldı.
1868 Gregor Mendel, bezelye bitkileriyle yaptığı, modern genetik kuramının temellerini oluşturan araştırmalarını bitirdi.
1868 Bir gazetenin yazı işleri müdürü olan Christopher Sholes ilk kullanışlı daktiloyu yaptı.
1872 Fotoğrafçı Eadweard Muybridge ilk ardışık fotoğraflar dizisini çekti.
1876 Alexander Graham Bell ilk telefon konuşmasını yaptı.
1877 Edison fonografı icat etti.
1878 Joseph Swan elektrik ampulünü icat etti.
1879 Ernst von Siemens elektrik döşenmiş bir hat üzerinde giden ilk elektrikli treni sergiledi.
1881 Emile Berliner, yassı plaklar kullanan ilk gramofonu yaptı.
1885 Louis Pasteur, bir dizi aşı yaparak, kuduz bir köpek tarafından ısırılmış bir çocuğun yaşamını kurtardı.
1885 Fizikçi Heinrich Hertz elektromanyetik dalgaların varlığını gösterdi.
1885 Avusturyalı kimyacı Carl Auer, muma göre daha kullanışlı ve güvenli olan bir havagazı lambası icat etti.
1886 Linotip adlı makine, gazetelerin ve kitapların daha hızlı hazırlanmasını sağladı.
1888 George Eastman, Kodak no.l adlı fotoğraf makinesini üretti ve müşterilerinin filmlerini banyo etti.
1889 Edison'un yardımcısı Charles Batchelor sinema filmlerinin seslendirilmesi üzerine deneyler yaptı.
1890 Daimler motor şirketi, dört tekerlekli ve akaryakıtla çalışan otomobil üretimine başladı.
1890 Herman Hollerith'in icat ettiği elektrikli sayma makinesi sayesinde Amerika'da nüfus sayımı işlemi çok hızlı bir şekilde sonuçlandırıldı.
1895 Paris'te Lumiere Kardeşler 10 hareketli filmden oluşan bir gösteri yaptı.
1895 Wilhelm Röntgen, X-ışınlarını buldu.
1898 Valdemar Poulson, modern teybin öncüsü olan bir cihaz yaptı.
1901 İlk radyo transistörünü Marconi geliştirdi.
1902 İtalyan Guglielmo Marconi, Manş Denizi üzerinden radyo dalgalarıyla mesaj iletmeyi başardı.
1903 Amerikalı Wright Kardeşler ilk motorlu uçağın uçuşunu gerçekleştirdi.
1903 Henry Ford, yeni araba fabrikasıyla seri üretim tekniğini getirdi.
1903 Willem Einthoven, kalbin işleyişini kaydeden elektrokardiyografi cihazını icat etti.
1904 John Fleming'in geliştirdiği cam diyotlar radyo cihazlarının vazgeçilmez parçası oldu.
1908 Adını mucidinin adından alan Geiger sayacı radyasyonu saptamak ve ölçmek için kullanılmaya başlandı.
1910 Fransız Henri Fabre, tekerlekleri olmayan ve su üzerinde seyredebilen bir uçak geliştirerek ilk deniz uçağını icat etti.
1911 Marie Curie, radyoaktiflik konusunda kendi başına yaptığı çalışmalardan dolayı Nobel Ödülü aldı; böylece de bu ödülü iki kez alan ilk kişi oldu.
1911 Ernest Rutherford, atomun merkezinde bir çekirdek olduğunu gösterdi.
1919 Einstein, "Genel Görelilik" konusundaki yazısını yayımladı.
1921 Philip Drinker, hastaların solunum yapmasına yardım etmek için "demir ciğer"i icat etti.
1922 İlk mikrofilm tanıtıldı.
1926 John Logie Baird ilk televizyon görüntüsünü başarıyla iletti.
1926 Robert Goddard ilk sıvı yakıtlı roketi fırlattı.
1926 ABD'li Profesör Robert Hutchinson Goddard ilk sıvı yakıtlı roketi geliştirdi. Gaz ve sıvı oksijenle işleyen roket, 12,5 metre yüksekliğe çıktı ve 56 metre yol aldı.
1928 Bugün penisilin dediğimiz bir oluşumun bakterileri öldürmesi Alexander Fleming'in dikkatini çekti.
1933 İki Alman bilim adamı Max Kroll ve Ernst Ruska elektron mikroskobunu yaptı.
1935 Alman şirketi AEG, sesi kaydetmek için plastik manyetik teyp bandını geliştirdi.
1938 Macar mucit Lazlo Biro, bıro da denilen bilye uçlu tükenmez kalemi icat etti.
1938 Amerikalı Chester Carlson ilk fotokopi makinesini icat etti.
1939 İgor Sikorsky adlı bir Rus mühendis tarafından ilk helikopter yapıldı.
1940 İlk elektronlu mikroskop Philedelphia'da tanıtıldı.
1942 Wernher von Braun, Almanya'nın ilk uzun menzilli füzesi olan V-2'yi fırlattı.
1942 Enrico Fermi, ABD'nin Chicago kentinde, nükleer enerjinin denetim altına alınabildiği bir nükleer reaktör yaptı.
1943 Jacques-Yves Cousteau ve Emile Gagnan, ilk dalış tüpünü tasarladılar.
1945 Amerikalı mucit Percy Spencer, ilk mikrodalga fırını tasarlayarak patentini aldı.
1946 John Mauchy ve John Eckert'in geliştirdiği, Amerika'nın ilk elektronik bilgisayarı ENIAC halka gösterildi.
1947 Edwin Land bir dakikadan az bir sürede siyah beyaz fotoğraf çıkaran polaroid makineyi icat etti.
1953 Francis Crick ile James Watson DNA molekülünün yapısını keşfetti.
1957 Sovyetler Birliği tarafından Dünyanın çevresinde dönen insan yapımı ilk cisim Sputnik I fırlatıldı.
1960 Theodore Maiman ilk lazeri yaptı.
1962 Telefon konuşmalarının yanında canlı televizyon görüntülerini de ileten Telstar adlı uydusu fırlatıldı.
1977 Dünyanın tekrar kullanılabilen ilk uzay gemisi olan Uzay Mekiği, ABD tarafından fırlatıldı.
1982 Philips ve Sony şirketleri kompakt diski çıkardı.
1987 İlk sayısal ses bantları (DAT) üretildi.
1990 Yüksek netlikte televizyon (HDTV) yayını ilk kez yapıldı.
KAYNAK : http://bilmediklerimiz.blogcu.com/1693597/
1450 Johannes Gutenberg'in baskı makineleri kitap üretiminde çığır açtı. Bunun sonucunda yeni icatlar hakkındaki bilgilerin yayılması hızlandı.
1453 Copernicus, gezegenlerin Dünyanın etrafında değil, Güneş'in etrafında döndüğünü ortaya atan kuramını yayımladı.
1592 Galileo, cisimleri 30 kez büyüten bir teleskop yaptı.
1614 İskoçyalı matematikçi John Napier logaritma cetvelini icat etti.
1618 Johannes Kepler, gezegenlerin Güneş'in çevresinde çizdikleri elips biçimindeki yörüngeleri betimleyen yasaları yayımlar.
1622 Blaise Pascal, babasının vergi hesaplarında kullanması için bir toplama makinesi icat etti.
1643 Evangelista Torricelli, hava basıncını ölçmek için şimdi civalı barometre denilen cihazı icat etti.
1656 Christian Huygens, Galileo'nun fikirlerine dayanan hassas bir sarkaçlı saat tasarladı.
1668 Isaac Newton ilk aynalı teleskopu yaptı.
1682 Edmond Halley, daha sonra kendi adıyla anılacak bir kuyrukluyıldızın yörüngesini çizip betimledi.
1687 Newton'un, evrensel çekim yasalarını formülleştirdiği Principia başlıklı kitabının yayımladı.
1690 Edmund Halley, dalış makinelerine hava pompalayacak bir yöntem geliştirdi.
1698 Thomas Savery'nin yaptığı ilk buhar makinesi, su altında kalan madenlerdeki suyu dışarı pompalamada kullanıldı.
1733 İngiliz bir dokumacı tarafından icat edilen "uçan mekik" adındaki alet bir kişinin bir günde üretebileceği kumaş miktarını ikiye katladı.
1752 Benjamin Franklin, yıldırımın elektrikten kaynaklandığını gösterdi.
1783 Marquis de Jouffroy d'Abbans ilk buharlı gemiyi yüzdürdü.
1783 Montgolfier Kardeşler bir sıcak hava balonunu başarıyla uçurdu.
1789 Lavoisier'nin, 33 elementi sıraladığı ve bu elementlerin adlandırılması ile ilgili modern sistemi sunduğu "Kimyasal Adlandırma Yöntemi" yayımlandı.
1796 Edward Jenner, bir çocuğu çiçek hastalığına karşı aşıladı.
1799 Alessandro Volta, ilk elektrik bataryasını yaptı.
1801 İlk denizaltılardan olan Nautilus ilk yolculuğunu tamamladı.
1804 Richard Trevithick raylar üzerinde giden ilk buharlı lokomotifi yaptı.
1814 Friedrich König elle çalışan matbaadan çok daha hızlı olan buharlı matbaayı geliştirdi.
1819 Augustus Siebe basınçlı bir dalgıç elbisesi tasarlayarak insanların daha derinlere dalabilmesini sağladı.
1820 Hans Oersted, elektrik akımının pusulanın iğnesi üzerinde manyetik etki yarattığını gösterdi.
1821 Charles Babbage, karmaşık matematiksel tabloları otomatik olarak hesaplamak için tasarladığı "fark makinesi" nin üzerinde çalışmaya başladı.
1826 Fransız fizikçi Joseph Niepce tarihteki ilk fotoğrafı çekti.
1829 George Stephenson, en iyi buharlı lokomotif tasarlama ve yapma yarışmasını kazandı. Rocket adlı bir lokomotif üretti.
1830 İlk dikiş makinesi Fransız terzi Barthelemy Thimonnier tarafından tasarlandı.
1836 Samuel Colt, yaptığı hızlı ateş eden tabanca "altıpatlar" ın patentini aldı.
1837 Isambard Kingdom Brunel, ilk kıtalararası buharlı gemiyi yüzdürdü.
1837 İki İngiliz mucit William Cooke ve Charles Wheatstone ilk elektrikli telgraf makinesini yaptı.
1838 Samuel Morse kendi geliştirdiği Morse alfabesini ilan etti.
1839 Louis Daguerre vesikalık fotoğraflarda çok tutulan daguerrotype fotoğraf tekniğini icat etti.
1841 Michael Faraday, hareketli bir mıknatıstan elektrik akımı elde etti.
1843 Samuel Morse, telgraf mesajlarında kullanılmak üzere nokta ve çizgilerden oluşan ünlü mors alfabesini icat etti.
1846 Amerikalı bir dişçi bir çene ameliyatında acıyı hissettirmemek için eter kullandı.
1848 İlk yürüyen merdiven, New York'ta turist çekmek için kuruldu.
1849 Çengelli iğne icat edildi.
1857 New York'ta bir dükkân asansörü olan ilk bina oldu.
1860 Belçikalı Etienne Lenoir ilk içten yanmalı motoru yaptı.
1863 İlk metro (yeraltı demiryolu) hattı Londra'da işletmeye açıldı.
1868 Gregor Mendel, bezelye bitkileriyle yaptığı, modern genetik kuramının temellerini oluşturan araştırmalarını bitirdi.
1868 Bir gazetenin yazı işleri müdürü olan Christopher Sholes ilk kullanışlı daktiloyu yaptı.
1872 Fotoğrafçı Eadweard Muybridge ilk ardışık fotoğraflar dizisini çekti.
1876 Alexander Graham Bell ilk telefon konuşmasını yaptı.
1877 Edison fonografı icat etti.
1878 Joseph Swan elektrik ampulünü icat etti.
1879 Ernst von Siemens elektrik döşenmiş bir hat üzerinde giden ilk elektrikli treni sergiledi.
1881 Emile Berliner, yassı plaklar kullanan ilk gramofonu yaptı.
1885 Louis Pasteur, bir dizi aşı yaparak, kuduz bir köpek tarafından ısırılmış bir çocuğun yaşamını kurtardı.
1885 Fizikçi Heinrich Hertz elektromanyetik dalgaların varlığını gösterdi.
1885 Avusturyalı kimyacı Carl Auer, muma göre daha kullanışlı ve güvenli olan bir havagazı lambası icat etti.
1886 Linotip adlı makine, gazetelerin ve kitapların daha hızlı hazırlanmasını sağladı.
1888 George Eastman, Kodak no.l adlı fotoğraf makinesini üretti ve müşterilerinin filmlerini banyo etti.
1889 Edison'un yardımcısı Charles Batchelor sinema filmlerinin seslendirilmesi üzerine deneyler yaptı.
1890 Daimler motor şirketi, dört tekerlekli ve akaryakıtla çalışan otomobil üretimine başladı.
1890 Herman Hollerith'in icat ettiği elektrikli sayma makinesi sayesinde Amerika'da nüfus sayımı işlemi çok hızlı bir şekilde sonuçlandırıldı.
1895 Paris'te Lumiere Kardeşler 10 hareketli filmden oluşan bir gösteri yaptı.
1895 Wilhelm Röntgen, X-ışınlarını buldu.
1898 Valdemar Poulson, modern teybin öncüsü olan bir cihaz yaptı.
1901 İlk radyo transistörünü Marconi geliştirdi.
1902 İtalyan Guglielmo Marconi, Manş Denizi üzerinden radyo dalgalarıyla mesaj iletmeyi başardı.
1903 Amerikalı Wright Kardeşler ilk motorlu uçağın uçuşunu gerçekleştirdi.
1903 Henry Ford, yeni araba fabrikasıyla seri üretim tekniğini getirdi.
1903 Willem Einthoven, kalbin işleyişini kaydeden elektrokardiyografi cihazını icat etti.
1904 John Fleming'in geliştirdiği cam diyotlar radyo cihazlarının vazgeçilmez parçası oldu.
1908 Adını mucidinin adından alan Geiger sayacı radyasyonu saptamak ve ölçmek için kullanılmaya başlandı.
1910 Fransız Henri Fabre, tekerlekleri olmayan ve su üzerinde seyredebilen bir uçak geliştirerek ilk deniz uçağını icat etti.
1911 Marie Curie, radyoaktiflik konusunda kendi başına yaptığı çalışmalardan dolayı Nobel Ödülü aldı; böylece de bu ödülü iki kez alan ilk kişi oldu.
1911 Ernest Rutherford, atomun merkezinde bir çekirdek olduğunu gösterdi.
1919 Einstein, "Genel Görelilik" konusundaki yazısını yayımladı.
1921 Philip Drinker, hastaların solunum yapmasına yardım etmek için "demir ciğer"i icat etti.
1922 İlk mikrofilm tanıtıldı.
1926 John Logie Baird ilk televizyon görüntüsünü başarıyla iletti.
1926 Robert Goddard ilk sıvı yakıtlı roketi fırlattı.
1926 ABD'li Profesör Robert Hutchinson Goddard ilk sıvı yakıtlı roketi geliştirdi. Gaz ve sıvı oksijenle işleyen roket, 12,5 metre yüksekliğe çıktı ve 56 metre yol aldı.
1928 Bugün penisilin dediğimiz bir oluşumun bakterileri öldürmesi Alexander Fleming'in dikkatini çekti.
1933 İki Alman bilim adamı Max Kroll ve Ernst Ruska elektron mikroskobunu yaptı.
1935 Alman şirketi AEG, sesi kaydetmek için plastik manyetik teyp bandını geliştirdi.
1938 Macar mucit Lazlo Biro, bıro da denilen bilye uçlu tükenmez kalemi icat etti.
1938 Amerikalı Chester Carlson ilk fotokopi makinesini icat etti.
1939 İgor Sikorsky adlı bir Rus mühendis tarafından ilk helikopter yapıldı.
1940 İlk elektronlu mikroskop Philedelphia'da tanıtıldı.
1942 Wernher von Braun, Almanya'nın ilk uzun menzilli füzesi olan V-2'yi fırlattı.
1942 Enrico Fermi, ABD'nin Chicago kentinde, nükleer enerjinin denetim altına alınabildiği bir nükleer reaktör yaptı.
1943 Jacques-Yves Cousteau ve Emile Gagnan, ilk dalış tüpünü tasarladılar.
1945 Amerikalı mucit Percy Spencer, ilk mikrodalga fırını tasarlayarak patentini aldı.
1946 John Mauchy ve John Eckert'in geliştirdiği, Amerika'nın ilk elektronik bilgisayarı ENIAC halka gösterildi.
1947 Edwin Land bir dakikadan az bir sürede siyah beyaz fotoğraf çıkaran polaroid makineyi icat etti.
1953 Francis Crick ile James Watson DNA molekülünün yapısını keşfetti.
1957 Sovyetler Birliği tarafından Dünyanın çevresinde dönen insan yapımı ilk cisim Sputnik I fırlatıldı.
1960 Theodore Maiman ilk lazeri yaptı.
1962 Telefon konuşmalarının yanında canlı televizyon görüntülerini de ileten Telstar adlı uydusu fırlatıldı.
1977 Dünyanın tekrar kullanılabilen ilk uzay gemisi olan Uzay Mekiği, ABD tarafından fırlatıldı.
1982 Philips ve Sony şirketleri kompakt diski çıkardı.
1987 İlk sayısal ses bantları (DAT) üretildi.
1990 Yüksek netlikte televizyon (HDTV) yayını ilk kez yapıldı.
KAYNAK : http://bilmediklerimiz.blogcu.com/1693597/
11 Kasım 2007 Pazar
bugün YAŞAMAYA VAR MISIN?

GÜNÜNÜZ AYDIN OLSUN
Güneşin o ilk doğuş anına en son ne zaman tanık oldun insanoğlu? Taptaze ışıklarının tüm vücuduna yayılmasını ne zaman izledin kendinde? Bir sonbahar sabahı o ılıklığı ne zaman hissettin yüreğinde?
Bizler aslında bize her günün bir lütuf olduğunu anlamayacak kadar duyarsız bir şekilde geçip gidiyoruz bu hayattan. Hanginiz sabah gözünü açtığında şunu dünyaya tekrarlıyor: "Bugün özel bir gün çünkü ben bugün de yaşıyorum. Gözlerim açık, ilk nefesimi bilinçli bir şekilde çektim içime. Bu bir ayrıcalık! Bugün özel bir gün, evet, bugün bana bir gün daha yaşama şansı verildi..."
İnsan yaşamında ne sorunlar var ama biz o kazağı alamadık diye bütün günü o güzelim ruhumuza ve bedenimize azap çektirmekle geçiriyoruz veya sevgilimiz sevgimizin yüceliğini anlamadı diye kahroluyoruz veya sular kesildi diye, hava soğudu diye bütün gün kendimize ve sevdiklerimize surat asıyoruz.
Bir de şöyle düşünelim: Siz başlı başına bir yaşamsınız ve hayatta telâfi edilemeyecek tek şey ölümdür. Sular elbette gelecektir. Soğuk hava için biraz daha sıkı giyinebiliriz. Sevgiliniz sizi anlamıyorsa aslında sevdanıza layık olmadığını pekalâ algılayabilirsin...
Peki, bu hayata ne zaman gülümseyeceksin? Ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın? En sevdiğin çiçeği neden hâlâ başkalarından bekliyorsun? Bugün kendine niye o çiçeği almıyorsun? Neden miskinliğinden bir sabah ödün verip de doğanın uyanışına kendini şahit etmiyorsun? Unutma ki bu hayatı güzelleştirecek olan da, çekilmez hale getirecek olan da sensin. Sakın başkalarını suçlama...
Haydi artık her sabah yüreğine kocaman gülümsemelerle dolu bir nefes çek ve bütün gün verdiğin her nefesin içine bu gülümsemelerden katarak etrafındaki tüm canlı varlıkları varlığından haberdar et.
Hayata öylesine gelme ve de öylesine gitme. Unutma ki bir ağacın gövdesine sarıldığında onun kalp atışlarını duyabilecek kadar duyarlı yaşamak senin elinde.
Her ne olursa olsun, tanı veya tanıma ama günaydınını ve gülümsemeni hiçbir canlıdan eksik etme.
Unutma sen bu dünyada başlı başına bir yaşamsın ve bu yüzden bile varlığın çok özel.
Evet insanoğlu, bugün YAŞAMAYA VAR MISIN?
kaynak : http://bassak.blogcu.com/321474/
Pazartesi Sendromu

Pazar, gelmesi iple çekilen bir gün. Çünkü pazar dinlenme günü. O gün öğleye kadar şöyle keyifle yatılacak. İş yok, güç yok. Ne dışarda çalışan insanlar için, ne de evde çalışan hanımlar için. Hafta içinin yoğun temposundan sıyrılma günü o gün. Pazar günü stres atma günü. Yorgunlukların, gerginliklerin atılacağı, haftaya dinç ve dinlenmiş olarak başlanacak biricik gün.
Pazar tüm ailenin şöyle bir araya geldiği bir gün. Okullar kapalıdır. Çoğu işyerleri de öyle. Kimi evlerde evin çocukları yalnızca pazar günü babaları ile birlikte oluyorlardır belki de. Anne de çalışıyorsa buna anneyi de katmamız gerek.
Pazar günü bütün aile bireylerinin bir masa etrafında toplanıp kahvaltı ettiği biricik gün. Acaba, kaç aile pazar hariç sabah kahvaltısını evde yapıyor?
Pazar kendimize vakit ayırdığımız en önemli gün, kendimizle başbaşa kalabileceğimiz hayatı başka bir açıdan yaşayabileceğimiz nadide bir gün, beri yandan ailelerin ençok kavga ettikleri gün de pazar günü. Bunun nedeni herkes evde de ondan denilebilir. Ancak bu bir çelişkidir. Hem aile pazarı dört gözle beklerken, bir araya gelip birlikte hayatı bir gün bile olsa yaşamayı hayal ederken kavga edilir? Sonra bir araya sıkça gelmek, bir zamanı paylaşmak kavga sebebi ise aradaki ilişki de ciddi şekilde sorgulanmalı değil mi?
Pazar günü günler içinde seçkin bir yere sahip. Gelmesi dört gözle bekleniyor, doğru. Beri yanda pazar günü insanların en huzursuz günü. İnsanların canı en çok pazar günü sıkılıyor. Pazar günü insanların yataktan en yorgun kalktıkları gün. İnsanların en çok baş ağrısı çektiği gün yine pazar günü. Pazar en umutla beklenilen, umutların gerçekleştirileceği gün olarak hayal edilirken, nasıl olupta birdenbire en mutsuz yaşanılan gün oluverip çıkıyor?
Aslında sorun oldukça basit. Bereketli bir gün en bereketsiz gün olacak şekilde yaşanıyor. Hayatın bereketi, hayatı ve kainatı yaratan Yaratıcının belirlediği irade ettiği ritimde yaşamakta saklı. Pazar günü saat 10’da kalkan bir aile düşünelim. Güneşten 3 saat sonra hayata başlıyor bu aile. O zamana dek gezegende binlerce varlık çoktan hayatın içine dalmış bir durumda. Hayatın ritmi de güneşin ritminde saklı. Güneşe gözlerimizi kapatarak yaşadığımız 3 saat sonrası hayatı yakalamak zor.
Pazar günü yaşanılan mutsuzluğun, gerginliğin, huzursuzluğun, baş ağrılarının, bedende hissedilen yorgunluğun, başın sepet gibi olmasının, evdeki kavgaların. İsteksizliğin, çocukların baba bizi dışarı götür diye tutturmasına rağmen babanın kolunu kıpırdatacak gücü bulamamasının ve isteksizliğinin, ardından da koltuğa yapışıp kalıp her akşam gibi yine TV seyretmesinin yegane sebebi sabah geç kalkması.
Uykuyla ilgili çok sayıda yapılan bilimsel çalışmalarda varılan en önemli sonuç şu: Uyku zamanı, güneşin ritmine göre ayarlanmalı. Beyin güneş doğmadan önce çalışmaya hazır halde olmalı. Yani beyni kullanan kişi uyanmış olmalı. Uyku bedenin ve özellikle beynin dinlenebileceği zaman. Fazla uyumakla dinlenme arasında ise hiç bir ilişki yok. Yani pazar günleri ‘şöyle iyi bir uyku çekelim ve dinlenelim’ ifadesi kesin bir kendini aldatmaca. Çağdaş yaşamın bize sunduğu büyük bir hile, yalancılık, içimde bir his çağdaş yaşam bizi uyutuyor diyor.
En sağlıklı uyku güneş doğmadan önce uyanmakla elde edilebiliryor. Güneş doğduktan sonra uyunulan her bir uyku saati dinlenmek yerine yorgunluk, halsizlik. Hatta psikolojik olarak depresif bir ruh hali. Çökkünlük. İsteksizlik getiriyor.
Uyku laboratuvarlarında yapılan çalışmalarda, güneş doğumundan sonraya sarkan uykunun "REM" denilen bir dönemi uzamış görünüyor. Bu da ‘beyin ödemi’ denilen bir durumun ortaya çıkmasına vesile oluyor. Beyin hücreleri arasında sıvı birikimi oluyor. Yani beyin şişiyor ve genişliyor. Bu ise hücrelerin normal işleyişine mani oluyor. Beynin kimyasal işleyişi bozuluyor. Bu yüzden insanlar pazar veya başka bir gün, gün doğumundan sonra uyandıklarında baş ağrısı, yorgunluk, isteksizlik gibi belirtiler yaşıyorlar. Bu ise tam olarak depresyona uyuyor. Yani pazar günü insanlar dinleneceğim beklentisiyle çağdaş yaşamın oyununa gelerek geç kalkıyorlar ve depresyona giriyorlar. Bu çok önemli bir çelişki. Çökkün ve gergin bir ruh hali içinde geçirilen pazar günü tam bir felakete dönüşüyor. Gerginlikle aile bireyleri birbirlerine daha agresif, tahammülsüz oluyorlar. İşte pazar günü kavgalarının nedeni aile bireylerinin evde olması değil, güneşten sonra uyanmak ve güne bereketsiz başlamak.
Pazartesi günü insanların işe, okula gitmek istemediğini bilirsiniz. Hatta ‘pazartesi sendromu’ deniyor buna. Bunun sebebi pazartesi gününün işe, okula başlama günü olmasından değil. Pazar günü insanların güneşten sonra hayata başlamaları, pazar günü insanların güneşten sonra hayata başlamaları, pazar gününü depresyonla geçirmeleri, bunun pazartesiye sarkması. Artık ben ‘pazartesi sendromu’ ifadesi yerine ‘pazar sendromu’ ifadesini kullanıyorum.
Hayatı yaşamak bir sanat. Bazen ufak bir nokta büyük şeylere maloluyor. Ne zaman uykudan uyanacağımızı bilememek hayatı zehir edebiliyor. Verimli geçebilecek bir günü depresyonda yaşamamıza yol açabiliyor.
kaynak : http://muammerpdr.blogcu.com/3202023
cuma işten eve geliş ve pazartesi işe gidiş sürecine mizahi bir yaklaşım :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)