
Hayatımıza Bir Göz Atarsak...
Hayatımızı kendi sahnemizden izliyoruz. Kendimiz yazıyor, kendimiz yönetiyor ve kendi kendimizi alkışlıyoruz. Rolümüzü o kadar iyi oynadığımızı düşünüyoruz ki salonda kendimizden başka alkış sesi duyup duymamayı dahi önemsemiyoruz. Yapabileceğimizin en iyisi buysa kimin ne dediği neden umurumuzda olsun gibi düşünebiliyoruz. Eleştirilerek kendimizi daha iyi bir konuma yükseltmenin faydasını ancak uzun zamanlar sonra anlayabiliyoruz. Eleştiri silahını bize doğrultan insanlardan o kadar çekiniyoruz ki, o silahı elimize alıp kullanmasını öğrenmek dahi istemiyoruz. Sanki geri tepecek ve elimizi yaralayacakmışçasına fırlatıp atıyoruz elimizden. İçimizden gelen ses “Yapabilirsin, başarabilirsin!” diye bir çok kez haykırsa da gene de kendimizi ortaya koymakta zorlanabiliyoruz. Sanmak ve zannetmekle hayatımızın büyük bir kısmını boşa harcıyoruz. En büyük yanılgımız ise merak ettiğimiz, araştırmamız gereken her türlü konuyu başkalarından duyup buna göre hareket etmek oluyor. Bilgiyi harmanlamak ve en kesin çözüme ulaşmak varken bizler olmamış, yapılamamış, becerilememiş işlerin hikayelerini dinlemekle yetiniyoruz. Zaman harcamaktan, eli boş dönmekten ya da gene olmadı demekten çekinmeyin. Attığınız her adım zaten sizin hayata bakış açınızı şekillendirmede aktif bir rol oynuyor. Bu anlamda güçlendikçe başkalarının bilinçli ya da bilinçsiz yıldırma politikalarına kurban olmayacaksınız. Bir işin binlerce türlü yapılabilirliğini farkedip, nasıl yapılamayacağını öğrenmek gibi bir lükse sahip olacaksınız. Çünkü birçok kişi bu işin yapılamayacağını anayasa gibi benimsemişken size göre sermaye olacak. Hedeflerimize ilerlerken zaman zaman durum muhasebesi yapmamız gerekiyor. Kendimiz adına ve varılan sonucun etkileri hakkında. Hedefimiz ister manevi anlamda isterse maddi anlamda olsun, eğer başarısızlıkla sonuçlanan bir çok deneyim bizi hayata küstürmüş ve rutinleştirmişse nerede hata yaptığımızı çok yönlü olarak düşünmemiz gerekiyor. Aşağıdaki maddelerde kendimizle ilgili düştüğümüz yanılgılara yer vermek istiyorum.
1- Kendine Aşırı Güven Duygusu: Kendimize güven duymanın önemi tartışılamaz. Fakat sınırlarımızı bilmeksizin her işin altından kalkarım düşüncesi ile hareket etmek ve işin sonunda kötü sonuç alsak dahi bunu bir başarı göstergesi olarak benimsemek düştüğümüz hataların en başında gelmektedir. Eğer özgüvenimizin, kendimizi geliştirmenin temeli olduğunu düşünürsek hedeflerimize de daha güvenli yaklaşabiliriz. 2- İşleri Oluruna Bırakmak: Elimizden bir şey gelmeyeceğine inanmak ve devamında etrafımızdakilere bunu aşılamaya çalışmak. “Her işin sonunda bir hayır vardır.” sözünde olduğu gibi hayır vardır olmasına ama bunu görebilirseniz. Aksi halde başımıza ne gelirse gelsin kaderci anlayışa sığınarak nedenlerini ve sonuçlarını sorgulamaksızın kabulleniyoruz. Siz hayatınızı kontrol edemezsiniz, sizi kontrol eden olaylar hayatınız olur. 3- Nasıl Olsa Yapılır Düşüncesinde Olmak: Her işin kendi erbabı ve zanaatkarı vardır. Bu kişi işinin ehliyse de en kısa sürede ve en güzel şekilde işini teslim eder. Fakat toplumumuzda karşılaştığımız her problemde bir iş bilenden yardım almış olsak, ne kazandığımız para buna yeter ne de kendimizi geçindirebiliriz. Doğal olarak iyi bir gözlemci olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamam gerekiyor. Karşılaştığınız problemlerin çözümünde iyi bir gözlemci olmak isterseniz, öncelikle çeşitli meslek dallarında çalışan kişilere can alıcı sorular sormakla işe başlayabilirsiniz. Eğer az çok yatkınlığınız varsa işin mantığını kaparak devamını getirebilirsiniz. Böylelikle hem yeni bir alanda daha söz sahibi olur ve tasarruf etmiş olursunuz. 4- Gündemi geriden takip etmek: Mesleğimizle ya da ilgi duyduğumuz alanlarla ilgili gelişmeleri takip etmemek en büyük dezavantajlarımızdan biridir. Özellikle teknoloji alanındaki birçok yenilik klasik yöntemlerle alay edercesine kolaylık sağlamaktadır. Bizler işimizi pratikleştirecek ve uzmanlığımızı arttıracak altyapı yatırımlarını önemsemezsek karşılaştığımız sorunlarda da zaman ve emek gücü kaybetmeyi bilerek kabul etmiş oluyoruz. 5- Düzensiz yaşam sürecine müdahale etmemek: Durmak bilmeyen bir tempoda yaşamınızı sürüyor olabilirsiniz. Günün yorgunluğu ve stresini üstünden atmaya ihtiyacınız var. Bunlar yetmiyormuşçasına özel hayatınız ve ailenizle ilgilenmeniz gerekiyorsa bu sizin üzerinizde giderek ağırlık yapmaya başlayacaktır. Yorgun argın biten bir gecenin ardından ertesi güne ne kadar moral depolayarak başlayabilirsiniz ki değil mi? Öncelikle sorunlarınızın tümü ile aynı anda mücadele etmeye çalışmamanızı öneririm. İşlerinizi evde yapmayı sürdürüyorsanız, bunun için geç saatlere kadar çalışmak yerine, işyerinize erkenden gitmeniz sakin ve sessiz bir kafayla çalışmanızı sağlayacaktır. Düzensiz beslenme nedeniyle aldığınız kilolar başınıza dert oluyorsa, gece yarısına doğru yenen yemek faslını artık öğün listenizden çıkartıp bunun yerine meyve ve salata tarzı besinler yemelisiniz. Böylelikle eskiden yediğiniz yağlı yiyecekler nedeniyle mesai yapan mideniz sizi uykunuzdan etmeyecektir. Eğer birkaç gün azimle hayatınızı düzeltmek adına kendinizle ilgili önlemler alıp sürdürürseniz anında yeniden yapılanacak ve bunun size ne kadar faydalı olduğunu fark edeceksiniz. İşte bu kadar basit ve hayatınız için bir o kadar anlamlı. İsteyin ve uygulayın, kendinizi kandırmayın. 6- Başkalarını örnek almak yerine kendimizi merkeze yerleştirmek: Küçüklüğümüzden beri, yemeğimizi yemediğimizde, derslerimize çalışmadığımızda, büyüklerimizin sözünü dinlemediğimizde hep birilerini bize örnek gösterdiler. “Bak ne kadar uslu, şirin, akıllı... “ gibi tanımlamalarla bizi, asi yaramaz, dikbaşlı ilan ettiler. Dolayısı ile bir başkasında gördüğümüz iyi bir huyu, örnek davranışı kendimize model almak yerine, küçümseyici bir tavırla açığını arıyoruz. Mutlaka bir eksiği vardır düşüncesinde olan insan kesinlikle bir açık bulur bu da kendi olumsuz bakış açısıdır. 7- Hedef belirlemeksizin, çoklu istekler arasında gidip gelmek: Net olmak tabiri hayatımızda çok önemli bir yer tutar. Bir yere alışverişe gittiğinizde bile net değilseniz en gerekli şeyleri almadan, ıvır zıvır bir alışverişle evinize dönebilirsiniz. Hedeflerimizde de net değilsek, bir başkasının yaptığı şeyi beğenmek ve onun peşinden sürüklenmekle vakit kaybederiz. Kendimize bir amaç belirleyip diğer çekici hedeflerin gerçekten bize uygun olup olmadığını analiz etmeliyiz. kaynak :http://www.denizce.com/hayatimizagozatarsak.asp resim: EDA APAYDIN http://www.flickr.com/photos/edaapaydn/4323177082/
İnci Tun'a teşekkürlerimizle Denizce |