Farkettim ki eli yüzü düzgün insanların “çekicilikleri” bende ne büyük bir “hayranlık” uyandırıyormuş.
Meğer ben hiç “güzelliği” doyasıya yaşamamışım ki.
Farkettim ki “başarı hikayeleri” bende ne abartılı heyecanlar yaratıyormuş.
Meğer ben hiç büyük bir “zafer” elde etmemişim ki.
Farkettim ki “umut” kelimesinin anlamı bende ne sığmış.
Meğer ben hiç “umutsuzluğa” düşmemişim ki.
Farkettim ki ben kendi küçük dünyamda ne mutluymuşum.
Meğer ne ufakmışım ben.
Onu nette gördüğüm ilk anı hatırlıyorum.
Elim “kapa” tuşuna gidip daha fazla izleme diyor; “yüreğim” ise merak ediyordu.
Daha ilk saniyelerden belli etmişti oysa kendini.
Farkındaydım.
Göreceklerim öylesine beynime kazınacaktı ki…
Bir daha asla kaçamayacaktım o kendimce “samimi” sandığım bahanelerimden.
Gördüklerime inanmak istemeyişim,
Kendimle yüzleşmek istemememden miydi?
Belki de…
Nick Vujicic from razener on Vimeo.
Doğuştan kol ve bacakları olmayan bu Avusturalyalı adamın adı Nick Vujicic:
“Yol alırken bazen düşebilirsiniz. Düştüğünüz zaman ne olur, tekrar ayağa kalkarsanız. Ancak hayatta bazı anlar vardır ki, düştüğünüzde tekrar ayağa kalkacak gücü kendinizde bulamazsınız.
Umudunuz var mı?
Kolları ve ayakları olmayan birinin düştüğü zaman tekrar kalkabilmesi imkansız bir şey olmalı, değil mi? Ancak değil!
Yüz kere kalkmayı denesem ve yüzünde de başarısız olsam, vaz mı geçeceğim? Hiç mi ayağa kalkamayacağım? Başarısız olursam yine deneyeceğim, yine deneyeceğim.
Bilmenizi istiyorum ki bu bir “son” değil. Önemli olan “nasıl bitirdiğiniz?” Güçlü bitirecek misiniz?”
26 yıllık hayatında;
Hiçbir kızın elini tutamamış,
Kimseyle el sıkışamamış,
Sevdiğine doyasıya sarılamamış,
Dans edememiş,
Hiç koşamamış olan o olsa da…
Şimdi bana söyler misiniz;
Gerçekten “eksik” olan kim?
kaynak : http://www.fikiratolyesi.com/2009/02/14/kendimle-yuzlesmek/#more-767
0 yorum:
Yorum Gönder