Hosgeldiniz...

...Biz Bir Aileyiz...

29 Ekim 2009 Perşembe

sevenler üzerine...

kimileri sevmek için gelir dünyaya.öyle sadece birini değil, herşeyi sevmek için!
kelebekleri,zamanı,zamansızlığı,kedileri,denizi,gemileri,yağmuru,ayakkabı boyacılarını,
sokak çocuklarını...ve bu herşeye öylesine bağlıdırlar ki asla ihanet etmezler.
edemezler! ne eski kıyafetlerini ne de yırtılmış sinema biletlerini atabilirler.
incinseler bile kimseyi çıkaramazlar o koca dünyalarından. yalnız kalmaktan ölesiye korkarlar. hiç yalnız da kalmazlar aslında,yanlarında sevgilerini umarsızca tüketecek aç akbabalar gibi bekleyen birileri muhakkak vardır. ama içten içe yalnızdırlar. dünyanın en yalnız adamı ve ya kadını yine de onlardır. gece başlarını yastığa koyduklarında uyku arka kapıdan gizlice kaçar gider. ağır gelir düşünceler ve bir bir yastığa konur.önce pişmalıklar irdelenir,özlenenler yad edilir,hayallerse hiç son bulmaz..sonra kalkıp bir sigara daha içer her yeni nefeste yeni sözler verilir kendine. "sigarayı bırakacağım" la başlar bu sözler.vicdan biraz hafifler,yastık biraz hafifler. vakit denilen o atlı sabaha ulaşmak üzereyken gözler kapanır. şafak göreceli bir kavram değil midir zaten..
yeni bir güne uyandıklarında ise içlerinde gecenin kırgınlığı ya da yenilerin umutları vardır. en kötüsü de kırgın uyanmaktır. kim demişse saçmalamış ,"uyuyunca unutulur kederler" diye. yine yeniden herşeyiyle bir gün daha başlar. tarihleri birbirine karışmış günlerden biri daha. sevmeye devam ederler yorulmaksızın. denizi izler bir çay içer gülümserler, çiçek satan kadınların hayatını dinler "ah bu şehir..." derler birlikte.
sevgileri o kadar fazlalaşır ki.sığmaz bu herşeye.artık içlerinde hep bir aşk taşımaya başlarlar. pencere buğusuna çizilen çöp adamlarda bile o aşkın izi vardır. bir şarkı da hüzünlenirken,bir çocuğu öperken,özlerken,ağlarken,sevişirken,film izlerken,yürürken hep bir aşkın izi... fazladır bu insanoğluna. ama sevgin aşka döndüğünde tek şeritli bir yola girmişsindir.geri dönüşü yoktur. ya gideceksin,ya öleceksin... aşk fısıldar "ölüm kolay,savaşmalısın!" ve düşe kalka yaşarlar bu hayatı. içlerinde her geçen gün mikroplu bir hastalık büyür durur,aşk yayılır tüm vücuda. öyle bir derttir ki bu devası bir başka bedende gizlidir. bir başka ruhta gizlidir. "bir" olmaya hazır olmayan niceleri gelir gider. her giden bu hastalıktan biraz götürür. ama azalmaz aşk.gidenlerin açtığı boşluklar daha ızdıraplı bir halde dolar. gerçeği bulmak isterler ama korkarlar gerçek geldiği an bir daha aynı kişi olamayacaklar. acıdan ödün verecekler. o mikrobu hakedenlerden de ,sanki çok değerliymiş gibi saklarlar. yine kendileri ve aşklarıyla başbaşa kalırlar.
onlar hayatı tüm soğukluğuyla bütün zerrelerinde yaşarlar. "keşke" ler ile dolu sayfalar onları üzmez.çünkü bilirler bir daha gelseler bu yaşama yine aynı kişi olacaklar.
yalnızlığın bile iki kişilik oldugu bu şehirde aşk onlar için hep tek kişiliktir. ama umutları, sevgileri ve gülümsemeleri hiç tükenmez.


kaynak : http://karanlikyagmur.blogcu.com/sevenler-uzerine_26471631.html

radyo