

Küçük çocuk tekerlekli sandalyeyi görünce çok şaşırdı. Hayatında ilk defa böyle küçük ve güzel “araba” görüyordu. Hemen annesinin eteğine yapıştı, tekerlekli sandalyeyi göstererek: “Anne, ben de böyle bir araba istiyorum.” dedi.
Annesi oğlunun bu isteği karşısında afalladı ve cevap verdi: “Oğlum bu araba çocuklar için değil ki.”
Çocuk mızmız yapmaya başladı: “Hayııır, bu araba tam bana göre. Ben böyle bir araba istiyorum, bana bundan alııın.”
Suskunluğunu sürdüren baba ve çocuğunu yatıştırmaya çalışan anne bakıştılar. İkisinin de gözlerinde aynı ifade okunuyordu: “Küçük çocuğa, bu “araba”nın engelli insanlar için olduğunu nasıl anlatsınlar? Hemen yanlarında duran bu engelli adama da ayıp olmasın şimdi.”
Çocuk annesinin eteğini çekip, çığlık atarak ağlamaya başladı. Babası kaşlarını çattı ve “Olmaz oğlum, olmaz!” diye oğlunu “araba sevdası”ndan vazgeçirmeye çalıştı. Çocuk ağlamasını ve “Bu arabadan istiyorum!” diye bağırmasını sürdürdü.
Bütün bunların farkında olan engelli adam çocuğa döndü ve yanına çağırdı: “Gel bakim buraya, ufaklık.”
Çocuk gözlerini silip “küçük arabalı amca”ya doğru yürüdü. Amcaya yaklaşınca gözleri yerinden fırladı, çünkü adamın ayakları yoktu.
Amca: “Bu arabamı sana verebilirim. Ama değiş tokuş yapalım. Sen bana ayaklarını ver, ben de sana bu arabamı vereyim.” dedi.
Çocuğun yüz ifadesi değişti: “Ama o zaman top oynayamam kiii?!” diye söylendi.
Amca gülümsedi ve “Ben de kaç yıldır top oynayamadım. Ne güzel olur demi?” diye konuştu.
Çocuk başını sallayarak “Hayııır!” diye bağırdı ve hemen anne-babasının yanına koştu. Annesine sarılarak: “Anne, ben bu arabadan artık istemiyorum.” dedi.
Sefer JAN
17.10.2007
kaynak:http://www.seferjan.com/
0 yorum:
Yorum Gönder